23 Şubat 2008 Cumartesi

DİŞ BEYAZLATMA

Herkes beyaz ve güzel bir gülüşe sahip olmak ister, güzel bir gülüş estetik görünümünüzü geliştirerek, kendinize olan güveninizi arttırır. Bir çok insan dişleri sarardığı ya da lekeli olduğu için gülümsemekten kaçınır. Bu bölümde dişlerinizi kimyasal bir şekilde beyazlatan ürünlerin yanı sıra, dişlerinizdeki lekeleri temizleyerek dişlerinizi doğal olarak beyaz tutan ürünler hakkında da ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz.

Dişlerin sararmasının ve leke oluşumunun sebepleri nelerdir?
Diş lekeleri bazı yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi ya da sigara kullanımı nedeniyle oluşabilir. Bu lekeler genellikle dişlerin yüzeylerinde oluşur.

Ancak dişler bir yaralanma/darbe alınması sonucu ya da doğal yaşlanma sürecinin bir sonucu olarak sararabilirler. Az rastlanmakla birlikte, dişlerin oluşumu sırasında kullanılan bazı ilaçların da dişlerin yapısında leke oluşumuna sebep olduğu bilinmektedir.

Diş beyazlatma mümkün mü?
Dişler, diş minesine doğrudan ulgulanan kimyasal bir solüsyon ile beyazlatılabileceği gibi, diş yüzeylerinden lekelerin doğal olarak temizlenmesi yoluyla da doğal beyazlığına kavuşturabilir.

Dişlerimi doğal olarak beyaz tutmak için nelerden kaçınmalıyım?
Dişlerinizde oluşan lekeler dişlerinizin sararmasına sebep olurlar. Aşağıdaki ürünlerin düzenli olarak kullanımı dişlerinizde leke oluşması riskini arttırır.

Sigara
Kahve ve Çay
Kırmızı Şarap
Köri
Soya
Meyve Suları
Kolalı İçecekler

Dişlerimi beyazlatmanın yolları nelerdir?
Günümüzde dişlerinizi beyazlatmanın birçok yöntemi bulunmaktadır. Aşağıda diş hekiminiz tarafından uygulanabilecek iki yöntem yer almaktadır.
  • Diş hekimi önce beyazlatıcı solüsyonu doğrudan lekeli dişlere uygular, bu solüsyon ısı uygulanması (ya da alternatif olarak ısı ve ışık uygulanması)yoluyla aktif hale getirilir. Solüsyon yıkandıktan sonra daha beyaz dişler ortaya çıkar. Bu süreç yaklaşık 1 saat sürer ve bir randevuda 6 ya da 8 diş beyazlatılabilir.
  • Diş hekimi sizin ağzınıza uygun, alt ve üst dişlerinize tam oturacak bir diş beyazlatma kalıbı hazırlar ve evde kullanmak üzere bir beyazlatma solüsyonu verir. Bu solüsyonlu kalıbı günde yaklaşık iki saat süreyle takmalısınız (gece de kullanılabilir). Bu şekilde beyazlatma, kullanılan ürüne bağlı olarak 1 ila 6 hafta sürebilir.
Ayrıca evde kullanılmak üzere mağazalarda bulabileceğiniz çeşitli diş beyazlatma setleri vardır. Bu ürünlerin bazıları yukardaki yönteme benzer bir şekilde kullanılmakla birlikte, beyazlatma kalıbı standart olup, özel olarak dişlerinize tam uyacak şekilde yapılmadığı için daha ucuzdur. Daha bir çok diş beyazlatma yöntemi bulunmakla birlikte, evde kullanılan herhangi bir ürünü uygulamadan önce mutlaka diş hekiminize danışın.

Dişleri beyazlatma herkese uygulanabilir mi?
Bu konuda diş hekiminize danışın. Diş hekiminiz diş beyazlatma yöntemlerinin sizin üzerinizde ne derece etkili olacağı konusunda sizi bilgilendirecektir. Bununla birlikte, kanal tedavisi görmüş ya da diğer onarıcı uygulamalara sahip dişleri beyazlatmak mümkündür.

Dişleri beyazlatmanın yan etkileri var mı?
Beyazlatıcı solüsyonlar, diş minesini beyazlatan peroksit içerir. Bazı durumlarda bu ürün hassasiyete ya da diğer reaksiyonlara sebep olabilir. Eğer evde kullanılabilen beyazlatıcı ürünlerden kullanacaksanız, bu konuda diş hekiminizi mutlaka bilgilendirin ve beklenmedik bir etki görüldüğünde hemen diş hekiminize başvurun.

Diğer beyazlatma ürünleri hangileridir?
Beyazlatıcı bantlar ve dişlere sürülen solüsyonlarla da dişleri beyazlatmak mümkündür. Ayrıca diş fırçaları ve diş macunları dişlerinizdeki lekeleri temizleyerek onları doğal beyazlığına kavuşturur.

Beyazlatıcı diş macunları, dişlerdeki lekeleri çıkarmak üzere hafif aşındırıcı bir madde içerirler. Bazı diş macunları ise daha fazla leke çıkaran parlatıcı maddelere sahiptir. Beyazlatıcı bir diş macunu kullanmadan önce, ürünün size uygun olup olmadığı konusunda diş hekiminize danışın.

19 Şubat 2008 Salı

YÜZ, GÖZ VE KULAK TEMİZLİĞİ

Her sabah yataktan kalkıldığında su ile yüzün yıkanması gerekmektedir. Gece uykudan önce, yüzün sabunla yıkanarak temizlenmesi yüz derisi üzerindeki günün kirini arındırır. Cildin doğal kimyasal yapısına uygun sabunlar yüz temizliği için tercih edilmelidir.

Çoğu zaman görme keskinliğinin kaybedildiği farkedilmeyebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenesi yaptırılmalıdır. Görme bozukluğu olanların gözlük yerine kontakt lens kullanması oldukça yaygındır. Bazı kişiler sadece göz rengini değiştirmek için estetik amaçlı kontakt lens kullanırlar. Kontakt lens kullanımında temizlik çok büyük önem taşımaktadır. Bu temizliğe ilk gün nasıl uyuluyorsa kontakt lens kullanıldığı sürece de aynı titizlikle uyulması gerekmektedir.


Bazen güzelliği daha belirgin hale getirmek için başta göz çevresi ve kirpikler olmak üzere makyaj amacıyla yüze sürülen çeşitli maddeler kullanmaktadır. Öncelikle bu maddelerin kaliteli olması çok önemlidir. Buna rağmen göz çevresinde ve yüzde mikrobik ya da allerjik sorunlarla karşılaşılabilir. Makyaj yapılıyorsa her akşam yatmadan önce muhakkak göz çevresinde ve yüzde kullanılan makyaj artıkları uygun krem ve solüsyonlar kullanılarak ya da su ve sabunla temizlenmelidir. Makyaj temizliğinde kullanılan malzemelerin niteliği de en az makyaj malzemeleri kadar önemlidir. Bu tür malzemeler yeterince kaliteli olmadığında cildin yıpranmasına, sivilce ve siyah noktaların oluşmasına hatta lekelenmelere yol açabilir.

Kulak temizliğinde kulak arkasının temizliği unutulmamalıdır. Kulak içine herhangi bir cisim sokulmamalıdır. Dış kulak yolunun zedelenmesi tehlikeli iltihaplanmalara neden olabilir.

Kulağa küpe takarken bunun kulakta allerji yapabileceği bilinmelidir. Bu nedenle kullanılacak küpelerin allerji yapma özelliği çok az olan altın ya da gümüşten yapılanları tercih edilmelidir.

Klipsi olmayan küpe kullananlar kulak memesinde delik açtırmaktadırlar. Bu deliği açarken kullanılan delici aracın ve peşi sıra takılan ip ya da halkanın mutlaka mikropsuz olması gerekir. Aksi takdirde kulak memesinde çok tehlikeli durumlara yol açabilecek iltihaplanmalar görülebilir. Ayrıca kulak memesine delik açılırken tek kullanımlık aletler kullanılmadığı taktirde bugün için çok yaygın hale gelmiş kan yolu ile bulaşabilen sarılık (hepatit B), AIDS (HIV) gibi, mikropların yol açtığı hastalıklara yakalanma tehlikesi vardır. Doğal olarak bu riskler kulak gibi vücudun başka yerlerine de takılan cildi delici takıların ve işlemlerin (dövme gibi) tümü için geçerlidir.

17 Şubat 2008 Pazar

SİVİLCE ÖNERİLERİ

Akne - sivilce tedavisinin amaçlarının en başta geleni, kist ve nodüllerin ciltte iz bırakmasını önlemektir. Çünkü izler ortaya çıktıktan sonra cildi pürüzsüz bir hale getirmek büyük problem yaratmaktadır. Başka bir amaç ise bazen 10 yıldan çok daha uzun olabilen akneli olarak geçirdiğiniz süreyi kısaltmaktır.

Doğru ve hijyenik temizlik

Cildi fazla hırpalamadan düzenli olarak yıkayın. Cildi fazla kurutmamak için pH değeri derinin doğal pH'ına yakın (5.5 civarında) bir temizleyici kullanılmalı. Daha da derinlemesine bir temizlik isteniyorsa, her 3-4 günde bir, gözeneklerde biriken yağ ve tozu alan kil maskesi uygulanabilir.

Beslenmeye dikkat

Çikolata ve şarküteri ürünleri sivilce yapar görüşü, çok yaygın fakat çürütülmüş bir iddia. Son araştırmalar, beslenmenin akne üzerinde doğrudan etkisi olmadığını gösterse de, üzerinde durulması gereken önemli bir nokta var: Meyve ve sebze açısından zengin, sağlıklı beslenme cildin en önemli dostu.

İyi dinlenin

En iyi güzellik kürü uyku. Stresten uzak bir ortamda dinlenebilmek çok önemli. Özellikle gecede en az 7-8 saat uyumak şart. Uykunun hormonal aktiviteyi düzenlediği herkesçe biliniyor.

Ellerinizi yüzünüzden çekin

Cilde zarar vermeksizin yok edilebilecek siyah noktalardan farklı olarak, kançıbanları asla sıkılmamalı. Aksi halde, iltihaplı enfeksiyon, ardında bir yara ve iz bırakarak yayılabilir.

Uzmana görünün

Kış gelip de akneler belirmeden önce mutlaka dermatologunuzla görüşün. Çünkü, yaz aylarında kuruyup hassaslaşan cildiniz, tatil öncesinde uyguladığınız akne tedavisini tekrarlamanızdan zarar görebilir.

Bitki çayları da işe yarıyor

Her gün organizmayı temizleme özelliği taşıyan bir bitki çayı içmek cildinize faydalı olacaktır. Özellikle ıhlamur ve rezene içeren çayların çok yararını görürsünüz.

Duygusal çalkalanmalar ya da Stress de akneye yol açar. Stressten mümkün olduğunca uzak kalın.

Ancak bu tür olayları bilmek ve önlemek mümkün olmadığından, duygularınızı dışarı dökün. Arkadaşlarınız, aileniz ya da benzei bir kişi ile paylaşın. Bu stresinizi azaltmaya yardımcı olacaktır.

Kozmetikler

Eğer bir nemlendirici veya fondöten kullanıyorsanız bu ürünün yağsız su bazlı olduğundan emin olun. Üzerinde not-komedojenik( siyah nokta oluşturmaz) veya non-acnegenic ibaresi bulunan ürünleri kullanın. Her gece makyaj malzemenizi su ve sabunla temizleyiniz. Benzoil peroksit, salisilik asit ve kükürt içeren losyonlar güvenle kullanılabilir. Pudra içermeyen yağsız ürünler kapatıcı olarak kullanılabilir. Saç spreyi veya jellerini uygularken yüz bölgesi korunmalıdır.


16 Şubat 2008 Cumartesi

SAÇ TEMİZLİĞİ VE BAKIMI

Saçlar da baş derisinde bulunan kıl köklerinden uzayarak büyüyen kıllardır. Kıl köklerindeki bezlerden salgılanan maddeler yağlı yapıdadır.Sağlıklı saçlara sahip olmak için düzenli biçimde yıkanmak gerekmektedir. Saçların fırçalanması dökülen saçlar, kir ve tozları uzaklaştırıcı işlev görmektedir. Normal bir saçın haftada en az bir ya da iki kez yıkanması gerekmektedir. Yağlı saçlar ise daha sık yıkanmalıdır. Saçlar temiz su ile iyice durulandıktan sonra kurutulmadan önce nazik bir biçimde taranmalıdır. Saçların kurulanmasında yumuşak bir havlu kullanılmalıdır. Kurulama işlemi de yumuşak olmalıdır. Eğer sert bir havlu kullanılır ya da çok şiddetli ovulursa saçların uçları çatallanabilir. Saçlar elektrikli kurutucularla kurutulabilir.Ancak kurutucunun saça çok yakın tutulmaması gerekmektedir. Bu durumda saçlı deri ve saçlar fazla sıcaktan olumsuz etkilenebilirler.

Saçların yıkanması için kullanılan sabunların ve şampuanların esasını kolay çözünebilir özellikteki yağ eritici bir madde oluşturur. Şampuanlara ayrıca koku, renk ve yoğunlaştırıcı maddeler eklenir. Bu ek maddeler saçlı deride tahrişe yol açabilirler. Piyasada bulunan şampuanlarda kullanılan bazı maddeler allerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle şampuan seçiminde, niteliği bilinmeyen maddelerden kaçınılmalıdır.

Saç diplerinde kepek varsa, sık sık çok sıcak olmayan su ve sabunla yıkamak yararlı olabilir. Saçlar bol su ile iyice durulandıktan sonra da kepeklenme önlenemiyorsa bir sağlık kuruluşuna danışılmalıdır. Hekim önerisi dışında saçlar için yararlı olduğu ileri sürülen maddeler güvenli olmayabilirler. Saç temizliğinde kişisel olarak kullanılan fırça ve taraklar sık aralıklarla sıcak sabunlu su ile yıkanmalı ve durulanmalıdır. Sağlık yararı dışında saçların temizlik ve düzeni, insanlar arasındaki ilişkilerde ve kendini iyi hissetmede etkisi olan olumlu dış görünüş açısından da önemlidir.

13 Şubat 2008 Çarşamba

KIRIŞIKLIK GİDERİCİ MASKE TARİFLERİ

Kırışık normal/kuru ciltler için maske: 1 yumurta sarısını 1 çorba kaşığı zeytinyağı ve 1 çorba kaşığı bal ile karıştırın. Karışımı cildinize sürün. İlk kat kuruyana kadar bekleyin. Sonra ikinciyi uygulayın. O da kuruduktan sonra üçüncü tabakaya geçin. 25 dk sonra bekledikten sonra, durulanın. Bir ya da bir buçuk ay, haftada 1-2 kez yapın. 2-3 ayda bir tekrarlayın.Enerji verici maske: Yüzünüzü yıkamak yerine, taze koyu demlenmiş çayın içine pamuk batırarak yüzünüzü ovalayın. Bu olgun ciltleri kuvvetlendirir. Aynı zamanda daha koyu bir tene sahip olmanızı sağlar.

Her cilt tipine uygun kırışıklık maskesi: 1 çorba kaşığı süzme peyniri (cottage cheese) 2 çorba kaşığı ekşi krema ve 1 tatlı kaşığı tuza karıştırarak yüzünüze sürün. 15-20 dk bekledikten sonra ilk önce ılık sonra da soğuk suyla durulanın. Ardından nemlendiricinizi sürün. Bu maskeyi 6 hafta boyunca haftada 1-2 kez uygulayın.

Yulaf ezmesi maskesi: 2 çorba kaşığı yulaf ezmesini 4 çorba kaşığı süt ya da krema ile karıştırın. 10-15 dk beklettikten sonra yüzünüze sürün. 20 dk sonra ilk önce ılık sonra soğuk suyla yıkanın. Nemlendiricinizi sürün.

Çok etkili ve besleyici kırışıklık maskesi: 2 çorba kaşığı keten tohumunu 2 fincan su ile karıştırıp, tohumlar yumuşayana kadar kaynatın. Eğer kırmızı kılcal damarlarınız yoksa dayanabildiğiniz sıcaklıktaki püre haline gelmiş tohumları yüzünüze sürün. Kırmızılık ya da belirgin damarlarınız varsa soğuduktan sonra sürün. 20 dk bekleyin. Önce ılık ardından soğuk su ile yüzünüzü yıkayın. Nemlendiricinizi sürün.

Aydınlatıcı kırışıklık maskesi: 1 tatlı kaşığı maydanozu 1 tatlı kaşığı dereotu ile karıştırın. Üzerine 2 bardak kaynamış su ekleyin. 2 saat bekleyin ve süzgeçten geçirin. Pamuk havluyu bu suya batırarak yüzünüzü 15-20 dk kompres yapın. Ardından nemlendiricinizi sürün.

Çok kuru, ince ve soluk ciltler için maske: 2 adet şeftaliyi ezerek püre haline getirin ve içine 1 tatlı kaşığı limon suyu ekleyin. 15-20 dk sonra yüzünüzü yıkayın ve nemlendiricinizi sürün.

Kuru ciltler için kırışıklık maskesi: 2 tatlı kaşığı balı 2 çorba kaşığı yulaf ezmesi ile karıştırın. 1 çorba kaşığı koyu siyah çayı 1 çorba kaşığı gazsız maden suyu ile karıştırın. Üzerine 2 tatlı kaşığı havuç ya da pancar suyu ekleyin. Karışımı 10-15 dk buharda pişirin. Ilıklaştıktan sonra kalın bir kat halinde yüzünüze uygulayın (üzerini kağıt havlu ile kaplayın). 15-20 dk sonra ılık su ile durulayın. Nemlendiricinizi sürün.

Anti-aging yüz maskesi
6 tatlı kaşığı çuhaçiçeği yağı
1 tatlı kaşığı ılık erimiş bal
2 damla portakal çiçeği yağı
2 damla mandalina yağı
2 damla portakal yağı
2 tatlı kaşığı badem

Malzemeleri karıştırarak yüzünüzü sürün. 20-25 dk bekledikten sonra ılık su ile durulayın. Bu maske cildinizi tazeler ve gençleştirir. Aynı zamanda aroması enerjinizi arttırır ve mutluluk verir.

Badem yağlı kırışıklık kremi
1 çorba kaşığı demlenmiş kara kafes otu yaprağı

1 çorba kaşığı lanolin
2 çorba kaşığı tatlı badem yağı
2 tatlı kaşığı su
2 tatlı kaşığı balık yağı

Lanolin ve badem yağını çift kazanda (double boiler) eritin. Üzerine su ekleyin ve soğuyana kadar bekleyin. Balık yağı ve demlenmiş kara kafes otu yapraklarını (demlemek için yaprakların üzerine kaynamış su dökün ve 5 dk bekleyin) karıştırın. Karışımı yüzünüze yavaşça uygulayın ve 5-10 dk sonra yıkayın. Zengin nemlendirici, cildinizin su tutma kapasitesini arttırıp, kırışıklıkları düzeltecektir.

Kırışıklar için gece kremi

1 tatlı kaşığı elma suyu
1 tatlı kaşığı limon suyu
1 tatlı kaşığı yeşil limon suyu
1 çorba kaşığı yayıkaltı süt (buttermilk)
1 çorba kaşığı biberiye yaprağı
3 tane çekirdeksiz üzüm
1/4 armut
2 yumurta akı

Tüm malzemeleri orta hızda blendırda 30 sn karıştırın. Pamuk yardımıyla göz çevrenizdeki kırışıklara hafifçe sürün. Kuruduktan sonra ılık su ile durulayın. Ardından nemlendiricinizi sürün. Karışımı buzdolabında en fazla 4 gün ekletebilirsiniz. Bu işlemi haftada 3 defadan fazla tekrarlamayın.

Avokado göz kremi
5 damla badem yağı

3 olgun avokado dilimi

Badem yağını avokado ile blendırda karıştırın. Göz çevresine sürüp, 5 dk bekleyin. Sonra yıkayın.

Salatalıklı kırışıklık kremi
Yarım salatalık
1 yumurta akı
2 çorba kaşığı mayonez
yarım fincan yağ (buğday, avokado ya da zeytinyağı)

Salatalığı soymadan yıkayın. Küp biçiminde doğrayın ve diğer karışımlarla karıştırın. Sabah ve akşam yüzünüze sürün. Nazik bir şekilde kağıt mendille silin.

Portakal suyu-Tapyoka maskesi (cildi yumuşatır, kırışmayı geciktirir)
2 çorba kaşığı tapyoka (bir tür nişasta)
2 çorba kaşığı bal
Yarım fincan taze sıkılmış portakal suyu

Küçük bir sos tavasında düşük ısıda tapyoka ile portakal suyunu karıştırın. İçine bal katın ve yavaş yavaş karıştırarak pişirin. Kalınlaştığında karıştırmaya devam edin. Ocaktan alın ve soğutun. Karışımı yüzünüze ve ensenize sürün. 20 dk sonra yıkanın.

SİYAH NOKTALAR NASIL YOK EDİLİR?

Yüzünüzde siyah noktalar ve sivilceler var. Eğer tırnakla sıkarak bu ikisinden kurtulmayı düşünüyorsanız büyük hata ediyorsunuz. İşte siyah nokta ve sivilceden kurtulma yöntemi.

Sivilce veya tıbbî adıyla akne, gençlerin ergenlik döneminde yaşadığı en büyük problem.

En sık rastlanılan cilt problemlerinden biri olan sivilce, âdeta gençlerin korkulu rüyası. En çok yanaklarda, alında ve sırtta oluşan akne, yağ bezlerinin bir hastalığıdır. Uzmanlar siyah noktaların, sivilcenin habercisi olduğunu söylüyor.

Sivilcenin temiz olmayan bir cildin göstergesi olduğunu belirten uzmanlar, cilt temizliğinin önemine dikkat çekiyor.

Dermatolog Yasemin Fatih, siyah noktaların cilt altında oluşan yağ ve kirin sembolü olduğunu ifade ediyor. Sivilcenin ergenlik döneminin kaçınılmaz bir sonucu olarak görüldüğünü bildiren Fatih, cilt temizliğiyle bu sorunun önüne geçilebileceğini aktarıyor. Siyah noktaların mutlaka temizlenmesi gerektiğini vurgulayan Fatih, “Siyah noktalar daha sonra oluşacak sivilcenin habercisidir. Yani siyah nokta yoksa sivilce de yoktur.” diye konuşuyor.

Özellikle sivilceleşmeye meyilli ciltlerin tonik yardımı ile günlük olarak temizlenmesi gerektiğini aktaran Fatih, yüzünde siyah nokta olanların buhar banyosu yapması gerektiğini söylüyor. Siyah noktaların kesinlikle tırnakla sıkılmaması gerektiğini belirten Fatih, ciltlerinde siyah noktası olan kişilerin yüzlerini on dakika havlu altında buhar banyosu yaptırmasının yararlı olacağını bildiriyor.

Banyonun ardından siyah noktaların el değmeden kulak temizleyicisiyle temizlenmesinin daha doğru olduğunu anlatan dermatolog Fatih, cilt üzerinde çok sayıda siyah nokta bulunması halinde mutlaka bir uzmana danışılması gerektiğini vurguluyor.

Sivilce oluşumunun doğru bir bakımla büyük oranda önüne geçilebileceğini ifade eden dermatolog Yasemin Fatih sözlerine şöyle devam ediyor: “Sivilceler cildin yağ bezlerinin bir hastalığıdır. Yağ bezlerinin cilde açılan kanalları tıkandığında sivilceler ortaya çıkar.

Yağ bezleri, sebum adı verilen bir madde salgılarlar. Ergenlik döneminde sebum salgısı artar ve ciltteki gözenekleri tıkar. Gözeneklerin tıkanması, sivilce oluşumunun ilk aşamasıdır.” Bu aşamadan sonra gözeneklerin genişleyerek siyah noktaları oluşturduğunu ifade eden Fatih, bu alanlara kir, sabun ve makyaj artıkları, yağ ve ölü hücrelerin birikerek sivilceyi oluşturduğunu açıklıyor. Dermatolog Fatih, bu yüzden sivilce problemi olan kişilerin akne problemini daha az yaşaması için her gece yastığını değiştirmesi gerektiğini anlatıyor.


Akne konusunda bilinmesi gerekenler

  • Akneli ciltlerde pH dengesi bozulduğu için mutlaka cilde en uygun olan pH 5,5 temizleyicilerin kullanılması gerekiyor.
  • Sabun şeklindeki temizleyiciler, siyah noktaların oluşumunu arttırır. Bu yüzden jel kıvamındaki ürünler kullanılmalıdır.

  • Kaşınan veya sıkılan sivilceler ciltte kalıcı izler bırakabilir.
  • Yüzlerinde akne olan erkekler jilet yerine elektrikli tıraş makinesi kullanmalıdır.
  • Akneli cilde, yüz yıkandıktan hemen sonra nemlendirici kesinlikle sürülmemelidir.

10 Şubat 2008 Pazar

GİZLİ ŞİŞMAN OLABİLİR MİSİNİZ?

Zayıf olabilirsiniz. Ancak yeni araştırmalar zayıf görüntülerine rağmen bazı kişilerin özellikle iç organlar çevresindeki aşırı yağlanmadan dolayı risk taşıdıklarını gösteriyor. Uzmanlar bunu, Dışardan Zayıf İçeriden Şişman Olma Sendromu TOFI olarak tanımlıyor.
Bazı insanlar vardır çevremizde, tıka basa yer ama hiç kilo almazlar. Hiçbir zaman kalori hesabı yapmayan bu kişilere çevrelerindeki herkes gıptayla bakar. Ancak yeni araştırmalar gıptayla bakılan bu kişilerin hiç de göründükleri kadar sağlıklı ve zayıf olmadıklarını gösteriyor. Medikal araştırmacılar, yeni geliştirilen bir vücut inceleme tekniği (body scanning technique) sayesinde bu zayıf kişilerin iç organları çevresinde yüksek oranda yağ depoladıklarını, kalp/damar hastalıkları ya da diyabet açısından sanılanın aksine yüksek risk taşıdıklarını ortaya çıkarmış.
Gerçekten de bu kişiler kendilerinden kat be kat daha şişman görünen ancak yağlarını vücutlarının dışında, örneğin kalça ve basen çevresinde taşıyanlara göre sağlık açısından çok daha fazla risk taşıyorlar. Bilim adamları, bu sıra dışı durum için yeni bir isim kullanma önerisinde bulunuyor: Dışardan Zayıf İçeriden Şişman Olma Sendromu TOFI (Thin On The Outside, Fat Inside). Imperial College, vücut görüntüleme tekniklerinin geliştirildiği önemli merkezlerden biri. Bu merkezin Medical Araştırma Kurulu başkanı Profesör Jimmy Bell, dış görüntünün çoğu zaman yanıltıcı olduğunun altını çiziyor: 'Çok zayıf bir görüntüye sahip olmak iç organlarınız etrafında yüksek oranda yağ kitlesi depolamadığınız anlamı taşımıyor.' MRI (Manyetik Resonance İmaging) ile yapılan araştırmalar zayıf insanların iç organları etrafında yüksek yağ depoları taşıyabildiğini gösteriyor.

İÇ YAĞLAR HASTALIKLARA ZEMİN HAZIRLIYOR
Özellikle böbrek ya da ciğerler gibi hayati önem taşıyan iç organların etrafında depolanmış yağlar sağlık açısından büyük risk yaratabiliyor. Bu yağlar aynı zamanda kana karışarak arterler boyunca birikebiliyor ve kardiyovasküler hastalıklara ortam sağlıyor. Bu gizli yağ depoları vücutta farklı biçimlerde sinyaller veriyor. Örneğin genelde obezlerde rastlanan insülin direnciyle ilgili problemler bu kişilerde de görülebiliyor.
Araştırmalar her yıl obeziteye bağlı hastalıklardan dünyada 30 bin civarında kişinin öldüğünü gösteriyor. Bu kişilerin büyük bir bölümü BMI (Body Mass Index) yani vücut kitle endeksine göre klinik açıdan obez olarak kabul ediliyor. Ancak uzmanlar vücut kitle endeksini tartışmalı kabul edip belki de çoğumuz zaten klinik açıdan obez olduğunu söylüyor.
Yağlanma gerçekten kompleks ve karışık bir konu. Tükettiğimiz yağın vücut yağı olarak bize geri döndüğünü düşünmek onu hafife almaktan başka işe yaramıyor. Yağ oluşumunda pek çok bileşen bulunuyor. Bunlardan biri de vücudunuzun başka bölümlerinde büyük hasarlar yaratabilecek hormonlar. Yapılan araştırmalar sonucunda bel çevresinde biriken yağların basen ve popo bölgesinde biriken yağlardan daha tehlikeli olduğunu, tip-2 diyabete ve kalp-damar rahatsızlıklarına yol açtığını artık biliyoruz. Öyleyse belki de organların etrafında biriken bu yağların özellikle kardiyovasküler sisteme bağlı hastalıklar açısından büyük bir risk taşıdığını söylemek hiç de yanlış olmayacaktır,diyor uzmanlar.
Peki, iç organlarımız etrafında biriken bu yağlar açısından kimler daha çok risk taşıyor? Hareketsiz bir hayatı olan, oturarak çalışan kişilerin büyük risk altında olduğunu düşünüyoruz, cevabını veriyor Prof. Bell ve ekliyor: Haftada iki saatten fazla aerobik egzersizi yapmıyorsanız, sizin de iç organlarınızın etrafında yağlar birikmiş olabilir. Bütün gün boyunca bilgisayar başında oturuyor, işe arabayla gidiyor, merdiven çıkmak yerine asansörü kullanıyor ve buna rağmen zayıf görünüyorsanız, risk taşıyan grupta olabilirsiniz.
Bir başka yüksek risk grubu da sürekli ağır diyetler yapan, kilo veren ve sonra tekrar kilo alan kişiler. Yani yo-yo etkisi yapan diyetler de iç organlar etrafında yağ birikmesine neden olabiliyor. Ağır diyetler vücuda kıtlık sendromu yaşatıyor ve iç organlar etrafında da yağ depolanmasına neden oluyor. Egzersiz yapılmadan girişilen diyetlerde özellikle ciğerler, böbrekler, kalp ve pankreas gibi iç organlar etrafında yağ birikmesi görülüyor. Yine çok zayıf görünen ve hiç denecek kadar az egzersiz yapan kişiler de kısmen risk altında. Çünkü bu tarz kişilerin neden zayıf olduklarını anlamak için yapılan araştırmalar, onların bünyelerinin vücutlarının dış kısmı yerine iç organları etrafında yağ depoladıklarını göstermiş.

VÜCUT KİTLE ENDEKSİ YANILTMASIN

Londra Hammersmit Hastanesi, İngiltere'de yağ ile ilgili araştırmalar yapan ve bunu açıklayan tek hastane. Tüm bu araştırmalar obeziteye farklı bir şekilde yaklaşılması gerekliliğini vurguluyor. Bir kişinin obez olup olmadığını anlamak için günümüzde BMI (Body Mass Index)-Vücut Kitle İndeksi diye bilinen bir ölçü sistemi kullanılıyor. Vücut ağırlığının kilogram cinsinden miktarının, boyun santimetre cinsinden uzunluğunun karesine bölünmesi ile elde ediliyor. Buna göre ortaya çıkan rakam 20-25 arasında ise normalsiniz demektir. 25-30 arasında ise yüksek kilolu, 30 üzerinde ise obezsiniz anlamı taşıyor. Ancak biraz önce anlattığımız sebeplerden dolayı bu ölçüm bir kişinin şişman olup olmadığını anlamak için çok ilkel kalıyor. Prof. Bell, Vücut kitle endeksiniz normal çıksa da bu iç organlarınız etrafında yağ depolamadığınız anlamı taşımıyor. İç organları görüntüleyen cihazlarla yapılan araştırmalar zayıf görünen bir kişinin de iç organları etrafında 7 kilo civarında yağ depolayabildiğini kanıtlıyor. Normali ise bu organlar civarında en fazla 1 kilo yağ barındırmak, diyor ve ekliyor: Vücut kitle endeksinin insanı yanıltan bir yanı var. Bu ölçüm sanıldığının aksine bir kişinin vücudunda ne kadar yağ taşıdığını göstermez. Bunu ancak iç organlarınızı görüntüleyen cihazlarla anlayabilirsiniz. Ancak tabi ki en iyisi bu yağlar oluşmadan önlem almak ve düzenli olarak egzersiz yapmak! Sumo güreşçilerini herkes bilir... Çok şişmandırlar ve vücut kitle endeksleri normalin çok çok üstündedir. Ancak bu kişiler bu yağları iç organları etrafında değil derilerinin altında taşırlar. Bu, sağlıklarını iç yağlar gibi tehlikeye atan bir durum teşkil etmez.

GÖZALTI ÇEVRESİNİ NASIL KORUYALIM?

Yüzümüzdeki ifadenin ve güzelliğimizin aynası gözlerimiz aslında en büyük silahımız. Ama gözaltındaki o çizgiler, mor halkalar ve şişlikler yok mu? Bir anda güzelliğimizi nasıl da gölgeliyor. İnce ve hassas olan gözaltı derimize uygulayacağımız özel bazı bakımlarla sorunun üstesinden gelebiliriz...

Gözlerimizle günde yaklaşık 10 bin defa mimik yaptığımızı biliyor muydunuz? Sevinçli, üzgün veya yorgun olduğumuzun işaretini bu sayede veriyoruz karşı tarafa. Bu da çok hassas olan gözçevresi cildinin daha da hassaslaşması demek. Çünkü gözçevresindeki deri, yüzümüzün cildine oranla 4 kat daha ince! Yanakla kıyaslandığında ise nemini iki kat daha çabuk kaybediyor. Bu kadar hassas ve korunmaya muhtaç bir bölgeyi deyim yerindeyse 'boş bırakmak' artan çizgi ve kırışıklıklara 'hoşgeldin' demek anlamına geliyor. Zaten yaklaşık 30 yaş civarında gözçevresindeki ilk gülüş veya mimik çizgileri belirmeye başlıyor. Gözçevresini sürekli canlı tutmak için koruyucu bakımı ihmal etmemek gerekiyor. Magnezyum ve avokado içerdikleri A vitamini sayesinde gözçevresini oluşacak çizgilere karşı koruyor. Bu yüzden içinde bu iki maddeyi bulunduran kremleri kullanmakta fayda var. Gözçevresi ve gözaltındaki şişlik ile morlukların sebepleri kişiye göre değişir. Kimimizde uykusuzluk, fazla alkol tüketimi, bilgisayar başında geçirilen uzun zaman, stres gibi sebeplerle ortaya çıkarken, kimimizdeyse genetik kökenli veya hastalıklara bağlı olarak görülüyor.

MORLUKLAR, TORBALAR...

Eğer gözaltlarınızdaki morluklardan sürekli şikayetçiyseniz, bilimsel araştırmalara göre, bunun sebebi göz çukurlarınızdaki kılcal damarların içinden geçen kandaki hemoglobin maddesinin oksidasyonu. Başka bir deyişle göz çukurundaki kılcal damarlar, kanı sızdırarak oksijene maruz kalmasına yol açarlar. Bu sızıntıyla meydana gelen oksidasyon göz çevresinin mor hatta siyah renge bürünmesine neden olur.

Gözaltı torbaları ise gözaltındaki sıvı birikimleri sonucunda oluşur. Çoğunlukla yaşla ilgili olmakla birlikte hormonal dengesizlikler, uyku uyuyamamak veya az uyumak da sebep olabilir. Kimi zaman böbrek ve kalp rahatsızlıkları da gözaltı torbası olarak kendini gösterebilir. Bazı kadınlarda gözaltı torbalanmaları adet dönemlerinde belirginleşebilir. Göz çevresiyle ilgili bu saydığımız problemlerle baş edebilmeniz için uyku düzeninize ve beslenme alışkanlıklarınıza özen göstermelisiniz.

Günlük öğünlerinizde A Vitamininden zengin besinlere (havuç, avokado, yumurta gibi) yer vermelisiniz. Bunun yanısıra her akşam aynı saatte yatmak ve 8 saat düzenli uyumak gözlerinizdeki yorgunluk izlerini alacak. Eğer sürekli bilgisayar karşısında uzun saatler boyu çalışıyorsanız öğle yemeğinden sonra 5-10 dakika gibi kısa bir süre gözlerinizi dinlendirmelisiniz.

6 Şubat 2008 Çarşamba

CİLT KIRIŞIKLIĞI NASIL AZALIR?


Kırışıklığı Azaltma Yöntemleri :

*Güneşten kaçının

*Solaryumdan ka çının

*Güneşe çıkmak zorunda iseniz koruyucu krem kullanın

*Cildinizi soğuktan koruyun

*Sigara içmeyin

*Yeterli ve kaliteli uyuyun

*Yüzüstü uyumayın

*Gözlerinizi kısmayın, gözlük kullanın

*Daha çok yağlı balık tüketin

*Daha çok antioksidan ürün tüketin

*Kahveden kesinlikle vazgeçin

*Daha çok meyve ve sebze tüketin

*Yüzünüzü sabunla sık yıkamayın

*Aşırı kozmetik ürün kullanmayın

*Nemlendirici krem kullanın

*Alfa hidroksi asit (AHA) içeren cilt kremleri tercih edin

*Retinoid içeren cilt kremleri tercih edin

*Koenzim Q10 içeren cilt kremleri tercih edin

*Cildinize C vitamini ile muamele edin (limon, maydonoz suyu vb.)

*Cildinizi zeytinyağı ile muamele edin.

Kırışıklık İçin Doğal Öneriler:

Kayısı:

Tüm ciltler için uygun olan kayısı yağı, özellikle kırışıklıkları azaltıyor. Kayısı yağı; kayısının çekirdeğinden elde edilir. Kayısı yağı A vitamini içerdiğinden dolayı cildi nemlendirip, canlılık ve parlaklık kazandırır. Kayısı aynı zamanda magnezyum, karotin, kalsiyum ve betakaroten maddelerini içerir.

Bu maddeler kırışıklıkları azaltır ve cil­di canlandırır. Normal ciltler için haftada 1 gün, kuru ciltlerde ise günde 1 defa derinize kayısı yağı sürün. Ayrıca vücut için, banyo yaptığınız zaman banyo yaptığınız suya birkaç damla kayısı yağı damlatabilirsiniz. Böylece vücudunuz yumuşak ve pürüzsüz olur.

Sümbül yağı:

İki avuç sümbül çiçeği, iki kaşık ezilmiş badem ile birlikte zeytinyağı ile yoğrulur. Yapılan işlemden sonra hazırlanan karı­şım ağzı kapanan bir kavanoza doldurularak iki hafta güneşte bekletilir. Bekletilen kavanoz, kaynar suyun içinde pişirildikten sonra tekrar bir hafta dinlendirilir.

“Bu süre sonunda sıkılarak elde edilen sümbül yağı, cilt çatla­malarını ve ciltteki buruşuk ve kırışıklıkları kısa zamanda önler. Sümbül Yağı, aynı zamanda kafa derisi üzerinde tatbik edilmesi halinde, saç dökülmesini önler ve saçların parlamasını sağlar.”

Bal Maskesi:

Beş çorba kaşığı bal, bir fincan limon suyu, bir çorba kaşığı badem yağı ve çırpılmamış iki yumurta akı bir süre karıştırılır. Hazırlanan karışım, maske kıvamına gelinceye kadar süt ve patates unu ilâve edilerek karıştırılır.

Bu karışım hafif ateşte beş dakika tutulduktan sonra çırpılarak buzdolabında bir gün bekletilir. Elde edilen bal kremi, yüzdeki buruşuk ve kırışıklıkları gidermek için ciltde maske yapılarak uygulanır.

Bal maskesi, uygulanan bölgede en az bir saat bekletilmelidir



5 Şubat 2008 Salı

SİVİLCELERDEN KURTULMA YOLLARI

Ergenlik sivilceleri neden çıkar?
Ergenlik çağındakilerin hemen hepsinde bu sivilceler olabilir. Fazla miktarlarda üretilen cinsiyet hormonlarının ciltte çok oranda 'sebum' denilen sivilcelere neden olduğu gözlenmektedir. Sebum, vücudun tiksintisini ifade eder, alacalı bezeler ya da bulaşıcı sivilceler olabilir. Hormonla ilgili bu sorun için doktorunuza başvurursanız, size reçeteyle alıp uygulamak şartıyla yararlı ilaçlar verecektir.

Sivilcelerinizi sıkmayın!
Cildinizdeki sivilce ve lekeleri sıkmayın, aksi halde hastalığın deri altına yayılmasını hazırlarsınız.
İltihaplanmamış, esmer sivilce başlıklarını sıcak banyodan sonra, vücut gözenekleri açılmışken hafifçe sıkmak doğru olabilir, cildin açık ve parlak olabilmesi için hafif antiseptikli kremlerle temizlenmesinde yarar vardır. 'Over-the-counter' denilen leke kremlerini kullanmayın, cildiniz çok yağlı ise, sert içerikli kremlerden sakının. Bunlar bakterilerin yayılmasını hazırlar.

Cildinizi temizleme yöntemleri!
Günde bir kez vücudun kısımlarının arındırılması, cinsel organların da yıkanması, temizlenmesi gerekir.
Yüz ve boynunuzun dışarıyla sürekli temas karşısında, sabun ve suyla yıkanmasından başka, pahalı olmayan temizlik malzemesiyle temizlenmesinde yarar vardır. Pahalı temizleme malzemesi alıp, bütün işleri bunlarla yapmakta bir fayda yoktur, renklendirme, nemlendirme, derinin beslenmesi gibi işlemleri, güzellik uzmanının yaptığı gibi pahalı malzeme ile yapmak doğru olmaz. Hangi usulle, araçla olursa olsun cildin temizlenme ihtiyacının yerine getirilmesi esastır. Kimileri, derilerinin sabunla, suyla yıkanmadıkça temizlenmediğini söylerler, doğrudur, olabilir, ama siz onlara benzemek zorunda değilsiniz. İnsan ilkin kendine uyar, buna sadık kalır.

Nemlendirici kullanın
Nemlendirici ile cildin yumuşatılması önemlidir, buna erken başlamakta yarar vardır. 13-14 yaşın erken olmadığını söylemek gerekir. Sabah ve akşam, yüzünüzü temizce yıkadıktan sonra, yumuşak, parlak bir köpükle yüzü nemlendirmede fayda vardır. Yirmisine kadar yüze sürülünce kısa bir süre sonra kaybolan, deriye de sinen kremler tercih edin. Kaloriferli evlerde, sıcak ortamlarda yaşayanların nemlendirmeyi bu söylediklerimizden de fazla yapmalarında fayda vardır. Banyolarda, derinin ovularak aşındırılması doğru olmaz, böylece yağı alınan cilt kuruyunca sertleşip, çekilip çatlayabilir. Duş almalı, banyoda gereğinden fazla kalmamalıdır.

Kuru ciltlerde çalışırken
  • Alkolsüz, yumuşak malzeme kullanın.
  • Zengin, kremli temizleyiciyi tercih edin.
  • Yüzünüzü sık sık nemlendirin, boğazınızı, gözün etrafındaki kısımları yedirerek nemlendirin.
  • Makyajınızı, nemlendirilmiş ten üzerine yapın.
  • Birden fala pudradan kaçının, gerekirse buruna tatbik edin.
Yağlı ciltlerde çalışırken
  • Tonlandırıcı ve yağı azaltıcı malzemeyi tercih edin, alkol içerikli, hafif, yağsız olan uygun gelecektir. Sabun veya temizleyici ve su ile sabah akşam parmak uçlarınızla yüze rahat masaj yapın. Bunlardan başkasıyla yüzünüzü temizlemeye kalkışmayın.
  • Çok yağlı ciltlerde nemlendiriciye gerek yoktur, teni hafif yağlı olanlar, kurak iklimlerde, ya da ciltlerinin kuruyan yerleri için nemlendirici kullanabilirler.
Karma ciltlerle çalışırken
  • Kuru ve yağlı karması ciltlerde, aslında kuru bölümlere, kuru ciltlere önerilenler gibi, yağlı bölümlere yağlılar için belirtilen esaslara göre işlem yapmak gerekir ama, cilt bölümleri kesinkes ayrılmamışsa, bunu yapmak hem güçleşir hem de pahalı bir uygulama olur. Bu takdirde, süt kıvamındakibir kremle çalışmak en pratik yol sayılır.
  • Ton verilmesi durumunda, merkezi yağlı bölümlere 'tonik' kullanırken, biraz daha sulandırılmış şeklini kuru yerlere kullanmak yeterli olabilir.
  • Kuru bölümlerin gün boyunca birkaç kez nemlendirilmesinde yarar olabilir.

ŞAŞIRTICI GÜZELLİK SIRLARI


Daha önce hiç duymadığınız güzellik sırlarıyla teninize, saçınıza, makyajınıza yeni boyutlar kazandırmak ister misiniz? ;)

1. Parlak farlar gündüzleri de kullanılabilir!
Kadınların çoğunun kullandığı mat görünümlü kahve tonlarındaki göz farları, gözlerinizi sandığınız gibi doğal göstermez. Tam aksine gözünüzü iyice çember içine alıp daha ufak gözükmesine yol açar. Son günlerin trendi altın ve gümüş renklerini kullanmakta hala tereddüt mü ediyorsunuz? Onları gündüz kullanmanın abes olduğunu mu düşünüyorsunuz? Çok yanılıyorsunuz! Makyaj uzmanlarına göre; bu renkler gece kullanıldığı gibi gündüz de pekala kullanılabilir, üstelik yüzünüze ışıltı kazandırıp daha güzel görünmesini de sağlar.

2. Açık renkler dudaklarınızı daha güzel gösterir!
Tıpkı gözkapaklarında olduğu gibi dudaklar için de koyu ruj kullanmak, onları ince ve doğal olmayan bir görüntü içine sokar.
Dudaklarınıza dolgun seksi bir görünüm kazandırmak istiyorsanız, pembemsi, parlak rujlar kullanmanız gerekiyor. Dudaklarınıza en yakın pembe tonunu bulmak için, denediğiniz ruju elinizin üst kısmına sürün. Böylece teninize uygun olup olmadığını görebilirsiniz.

3. Kaşlarınızı almadan önce onları kısaltın!
İşte size güzellik uzmanlarından göz kamaştırıcı kaşların sırrı: İlk aşama kaşlarınızı almanız gereken bölgeyi belirlemek. Dikkat etmeniz gereken, kaşlarınızın her ikisinin de eşit oranda incelmesini sağlamak. Bunun için bir çubuk yardımıyla kaşlarınızın başlangıç ve bitiş noktalarını işaretleyin. Elinize cımbızı almadan önce ufak bir makas kullanın.

İlk önce, bir fırça yardımıyla kaşlarınızı yukarı doğru tarayın. Burna yakın olan kılların daha uzun olduklarını göreceksiniz. Makasla bu uzun kılların uçlarından hafifçe alın. Kavisli bir kaş için burnunuza doğru bir eğim olacak şekilde kaşlarınızı alın. Daha sonra, kaşınızı tarayıp uzun olan kılları kısaltın. Son olarak da artık cımbızınızı alıp, fazlalıkları tamamen ortadan kaldırabilirsiniz.

4. Yüzünüzü fazla yıkamayın!
New York Üniversitesi dermatologlarından Jeannette Graf'ın açıklamalarına göre; yüzü fazla yıkamakla tenin doğal lipitlerine(yağlara) zarar verip, cildimizin kurumasına neden oluyoruz. Eğer teniniz kuruysa fazla nem kaybetmek cildinizin tahriş olmasına sebep olacaktır. Eğer teniniz yağlıysa, yağ kaybına yağ bezeleri cevap verecek ve daha çok yağ üretecektir.

Cildinizin nem dengesini bozmak istemiyorsanız, fazla yüz yıkama huyunuzdan vazgeçin. Yüzünüzü yalnız akşamları sabunla yıkayın. Öğleden sonra yüzünüzü yıkama ihtiyacını duyarsanız, su serpiştirmekle yetinin. Her iki defasında da hafif bir nemlendirici kullanarak su kaybınızı önleyin.

5. Ph konusunda hassas davranın!
Ürünlerin etiketlerinde okuduğumuz Ph miktarları o ürünün ne kadar asit veya ne kadar alkalin içerdiğini gösterir. Bu rakamlar 1'le başlar (1=çok asit) ve 14'le biter (14=çok alkalin). Gündüz kullanımında düşük Ph'lı (3.5) alfahidroksit asit ve C vitamini içeren kremleri tercih ediyorsanız, cildinizin kolajenaz denilen bir madde salgılamasına sebep olursunuz.

Kolajenaz enzimi cildi sıkı tutan ve yaşlanmasını önleyen kolajen dokuya zarar veriyor. O yüzden ürün seçiminizde Ph değerlerine dikkat edin.

4 Şubat 2008 Pazartesi

CİLT BAKIMI İÇİN BİTKİSEL YAĞLAR

Gül Yağı: Her tür cilt tipi için uygundur. Nemlendirici olarak kullanılabilir. Yumuşatıcı ve rahatlatıcı etkiye sahiptir


Ayçiçeği yağı: Özellikle hassas ciltler için kullanılabilir. Nemlendirici ve besleyici özelliğe sahiptir.


Tatlı Badem Yağı: Tüm cilt tipleri için idealdir. Nemlendirici özelliğe sahiptir. Protein, vitamin ve mineraller açısından zengindir.


Biberiye Yağı: Ciltte derinlemesine temizlik sağlar ve mikrop kırıcı özelliğe sahiptir.


Buğday Yağı: Yıpranmış ciltleri besleyici özelliği vardır. E vitamini yönünden oldukça zenginolmakla beraber D vitamini, A vitamini, protein ve mineraller içerir.


Ardıç Yağı: Yağlı ciltlerin temizliğinde ve sivilcelerin giderilmesinde etkilidir.


Bergamot Yağı: Yağlı cilde sahip olanlar için idealdir. Hassas cilde sahip olanlara önerilmez.


Keten yağı : Cilt bakımında kullanılır. Cildi parlatıcı etkisi vardır.


Havuç Yağı: Bütün cilt tipleri için uygundur. Özellikle cilt temizliği için idealdir.


Jojoba Yağı: Tüm cilt tipleri için uygundur. A vitamini açısından zengindir.


Hindistancevizi Yağı: Cildi nemlendirir ve besler. Bütün cilt tiplerine uygundur


Avokado Yağı : Kuru ve pul pul olmuş ciltler için birebirdir. A vitamini, B vitamini, E vitamini ve D vitamini içerir.


Lavanta Yağı: Hassas ciltler besleyici olarak, yağlı ciltler sivilce tedavisinde kullanabilirler.


Limon Yağı: Yağlı cilde sahip olanlar sivilcelerin ve siyah noktaların tedavisinde kullanabilirler. Hassas cilde sahip olanlar seyrelterek kullanmalıdırlar.


Kayısı Çekirdeği Yağı: Tüm cilt tipleri için uygundur. Sivilcelerin tedavisinde ve cilt temizliğinde kullanılır. A vitamini ve mineraller yönünden zengindir. NOT:Kayısı yağı cilt için kullanılmaz. Cilt için kullanılacak yağ kayısı çekirdeği yağıdır.


Mandalina Yağı: Vücudumuzdaki çatlakların ve gevşemelerin tedavisinde faydalıdır.


Mısır Yağı : Tüm ciltler için uygundur.Fazla miktarda E vitamini içerdiğinden cilt bakımında idealdir.


Nerolin Yağı : Günlük cilt bakımımızı yaparken nemlendirici olarak kullanabiliriz. Özellikle olgun kuru ve narin ciltler için idealdir.


Yasemin : Kuru ciltler için uygundur.


Papatya Yağı: Hassas ve kuru ciltler için idealdir. Yumuşatıcı ve rahatlatıcıdır. Ayrıca sivilcelerin


giderilmesinde kullanılır.


Susam yağı : Cildi besleyici etkisi vardır.. E vitamini yönünden zengindir. Protein, mineral ve amino asitler içerir.


Portakal Yağı: Kuru ciltler için idealdir. Ayrıca kırışıklık için kullanılabilir. İyi bir cilt temizleyicidir.


Zeytinyağı : Cildi besleyici ve nemlendirici özelliği vardır.

3 Şubat 2008 Pazar

ÇATLAYAN DUDAKLAR İÇİN

Yüzünüz için gece ayrı gündüz ayrı bakım kremi, gözünüz için apayrı bir özel ürün kullanıyorsunuz. Peki dudaklarınız için ne yapıyorsunuz?

Özellikle de kadınlar unutmamalı ki çok hassas ve cildi ince olduğu için özel bir bakım istiyor. Tıpkı gözlerimiz gibi. Dudaklar aşırı rüzgar, soğuk ve sıcaktan korunmalı, kuruması ve çatlaması önlenmeli. Bunun için bayanlar çantalarında her zaman bir nemlendirici dudak kremi (lipstick) bulundurmalı. Vazelin veya zeytinyağıyla dudaklarımızı nemlendirerek bakımını yapabiliriz. Ayrıca soğuk havalarda dudaklarınız çok çatlıyorsa kakao yağı kullanabilir ve cildiniz için kullandığınız nemlendirici ile dudaklarınızı da nemlendirmeyi ihmal etmeyin. Makyaja başladığınızda dudaklarınız çatlak olmamalı; çünkü bunu bir anda gideremezsiniz. Ayrıca özellikle kışın, ruj seçiminizi dudak koruyuculu olanlardan yapmalısınız. Dudakların alt ve üst bölgesinde cilt en az yağ dokusuna sahip olduğu için bu bölgeler kırışıklıklarla daha önce karşılaşıyor. Uzmanlara göre birçok kozmetik ürün içeriklerindeki aktif maddelerle oluşabilecek ilk kırışıklıkları gerginleştirebilir. Ayrıca güneşin zararlı ışınlarından dudakları korumak için güneş korumalı dudak ürünleri de daha çok yazın tercih edilmeli. Kozmetik ürünlerinin bir kısmı aynı anda hem göz hem de dudak çevresinde kullanılabiliyor. Bunun sebebi her iki bölgede de cilt tipinin birbirine çok benzer özellikler taşıyor olması. Yüzümüze veya gözümüze günde iki kez krem sürmek yeterli; ancak dudaklarımızı kremlerle sık sık bakıma almamız gerekiyor. Özellikle dışarıya çıkmadan önce mutlaka bir nemlendirici veya koruyucu ürün kullanmalı. Kullanacağınız ürünlerin içeriklerine dikkat etmeli ve e vitamini, papatya, üzüm ekstreleri ve kakao olmasına dikkat ederseniz dudaklarınızı daha iyi bir şekilde koruma altına almış olursunuz.

DAHA SAĞLIKLI VE GÜZEL ELLER İÇİN

Elleriniz yıpranmadan önleminizi alın!
En çok kulladığımız ve dolayısıyla en çok yıpranan organlarımızdan biri eller... Bu yüzden onlara gerekli özeni göstermek boynumuzun borcu!
Ellere ne zarar verir?
  • Fazla sıcak ve fazla soğuk su
  • Deterjanlar, evde kullanılan temizlik ürünleri
  • Güneş, soğuk, yağmur, deniz ve toprak da elleri hırpalar.

Elleri nasıl korumalısınız?
  • Suyla yapılacak işlerde lastik eldiven giyin.
  • Ev işlerinde ise pamuklu eldiven kullanın.
Elleriniz için küçük yardımcılar
  • Ellerinizi ıslattıktan sonra iyice kurulayın. El kremi ya da losyon sürün.
  • Ellerinizi günde iki, üç kere yumuşak sabunla yıkayıp bol suyla durulayın. Günde bir kere parmakları, tırnakları fırçalayın.
  • Sert olmayan bir ponza taşı da elleriniz için yararlıdır. Sert derileri aldığı lekeleri de çıkarır.
  • Haftada bir kere ellere çok yağlı kremle masaj yapın. Her parmağın ucundan başlayarak dibine kadar iyice sıvazlayın. Avuç ve el üstüne masaj yapmayı unutmayın. Bunun için en uygun zaman gece yatmadan öncedir.
  • Arada bir ellerinize kalın tabaka krem, vazelin sürün pamuklu eldiven takıp yatın. Uyumakta biraz zorlanabilirsiniz. Ama sabah kalktığınızda elleriniz çok bakımlı olacaktır.
  • El üstlerine sürülecek parafin tabakası gözenekleri açmak için çok yararlıdır.
  • Limon da eller için yararlıdır. Elin rengine iyi gelir.
Özel bakım gerektiren durumlar
1. Esmer lekeler: Bunlara yaşlılık lekeleri denir. Ellerde kahverengimsi lekeler oluşur. Bu lekelerin çıkmasını geciktirmek, hatta önlemek mümkündür. Bunun için filtreli güneş ilacı kullanabilirsiniz. Eldeki benekler için de pigmen renklerini açan bir krem yararlı olur. En kötü ihtimalde suda çıkmayan fondotenle kapatabilirsiniz. Bu yöntem aynı zamanda damarların gözükmesini engeller.
2. Soğuk kabarcıkları: Parmakların yeteri kadar hareket etmemesi, soğuk ve nemden yeterince korunmaması neden olur. En iyi yol, egzersiz yapmaktır. Çünkü bu egzersizler kan dolaşımını hızlandırır.
3. Sert deri ve çatlaklar: Bunlara soğuk hava, elleri fazla zorlayan işler yol açar. Çatlaklara kir dolabilir. Bu kirleri limonla çıkarabilirsiniz. Sonra da bir parça pamuk yardımıyla zeytinyağı sürün. Bir süre bekledikten sonra ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp iyice durulayın. Tabii ki sonra krem sürmeyi unutmayın. Bunun her gün yaparsanız elleriniz düzelir.

El ve parmak egzersizleri
1. Yumruk açma: Yumruğunuzu iyice sıkın. Sonra parmaklarınızı öne doğru mümkün olduğunca açın. İki eli de aynı zamanda yapın. Bu hareketi en az 6 kere yapmalısınız.
2. Parmak ayırma: Ellerinizi avuçlarınızın yere bakacağı şekilde tam önünüze koyun. Parmaklar birbirlerine sıkaca yapışmış olsun. Sonra parmaklarınızı açabildiğiniz kadar açın.

SAÇ BAKIMI VE KEPEĞİ ÖNLEME

Yüz derisinde olduğu gibi, saç derisinde ve saçlarda da bünye özelliklerine göre farklılıklar söz konusudur.
Aslında kepeklenme, derinin kendini yenilemesinin bir sonucudur. Kepeklenme, iki durumda bizler için problem haline gelir. Derinin fazla yağ üretimi nedeniyle kepekler bir kabuk gibi kafa derisine yapışır. Bu durumda saçların dip tarafı yağlı diğer kısımlar ise kurudur.
Yağ bezlerinin az yağ üretmesi durumunda ise, kafa derisi kuru olduğu için kepekler etrafa uçuşur. Bu durumda saçlar da genellikle cansız ve kırılgan olur.
Sizin saçlarınız da yağlı, kuru, kepekli, cansız veya kırılgansa, önerilerimizi uygulayıp sağlıklı saçlara kavuşmanız işten bile değil!

Yağ Şampuanı (Kuru saçlar için)
2 yemek kaşığı dolusu susam yağı, bademyağı veya ayçiçeği yağı ve 3–4 yemek kaşığı dolusu nohut unu hazırlanır. Saçlar yıkanmadan önce, seçilen yağ ile masaj yapılır. Sonra, artan yağ ile nohut unu karıştırılıp, belki biraz da sıcak su eklenerek, akışkan bir lapa haline getirilir. Bu lapa ile saçlar şampuanlanır ve iyice durulanır.

Lavanta Şampuanı (Tüm saç tipleri için)
100ml hazır bitkisel şampuana 4 damla lavanta ve 4 damla okaliptüs yağı eklenir ve çok iyi karıştırılır. Bu karışım saçlara canlılık verir.

Limon Şampuanı (Yağlı saçlar için)
5 yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırgan otu yaprağı yarım litre soğuk suya eklenip, kaynama derecesine kadar ısıtılır, 15 dk. demlendikten sonra süzülür. Bu arada, bir limonun suyu sıkılır. Ayrıca 2 yumurta sarısı çalkalanır. Limon suyu, yumurta sarısı, 5 damla limon yağı ve bir tatlı kaşığı dolusu hazır bitkisel şampuan, ısırgan otu çayına eklenerek karıştırılır. Saçlar bu şampuanla yıkanır ve iyice durulanır.

Yağ Friksiyonları
Yağ friksiyonları her saç tipi için yararlıdır, ama özellikle hırpalanmış ve kuru saçlar, uçlarına kadar bu bakımdan yararlanırlar. Şifalı bitki çayları ile birlikte de kullanılabilen değerli bitki yağları, saçlara canlılık, esneklik ve parlaklık kazandırır, zararlı çevresel etkilerden korur, perma, çok sıcak fön çekme ve sürekli boyanın olumsuz etkilerine karşı dayanıklılık kazandırır.

Yağ Friksiyonu (Kuru ve yıpranmış saçlar için)
25 ml badem yağı (veya kabak çekirdeği yağı) ve 25 ml zeytinyağı karıştırılır ve saçlara friksiyon yapılır. Daha sonra saçlar bir havlu ile örtülerek, birkaç saat veya gece boyunca bekletilir.

Yağ Friksiyonu (Boya, perma vb. sırasında yapısal zarar görmüş saçlar için)
40 ml tatlı badem yağı ve 20 ml hintyağı karıştırılarak saçlara ve özelikle de saç uçlarına iyice yedirilir. Bir saat süreyle bekletilir.

Yağ Friksiyonu (Kepeğe karşı)
10 damla ökaliptus yağı, 15 damla biberiye yağı ve 50 ml jojoba yağı sıcak su banyosunda ısıtılarak iyice karıştırılır ve kafa derisine ve saçlara yedirilir.

Yağ Friksiyonu (Yağlı saçlar için)
12 damla bergamot yağı (turunç kabuğu yağı), 13 damla lavanta yağı ve 50 ml jojoba yağı, sıcak su banyosunda ısıtılarak iyice karıştırılır ve saçlara yedirilir.

1 Şubat 2008 Cuma

EL VE TIRNAK BAKIMI

Bir kadının yaşı boynundaki çizgilerden ve ellerindeki kırışıklıktan belli olurmuş. Kadınlar özellikle ellerine gereken özeni göstermezler. Buda ilerde kırışık, oldukça sert ellere sahip olmalarına olanak sağlar. Aşağıda yazılı malzemeler kolay temin edilebilir, çoğu kişinin evinde olan malzemeler. Bu kitabı karıştırırken sizinde faydalanmanız gerektiğini düşündüm…

EL BAKIMI/MASAJ/ SERT VE KURU ELLER İÇİN


UYGULAMA


1 litre sıcak su
1 tatlı kaşığı soda
1 tatlı kaşığı karbonat

Malzemeler karıştırılır eller bu karışımda bekletilir ve masaj yapılır




EL BAKIMI/TERLEME İÇİN



1 bardak su
1 bardak alkol


Su ve alkol karışımlı sıvıya eller batırılıp çıkarılır

EL BAKIMI PÜF NOKTALARI

—Eller günde birkaç defa yumuşak sabunla ve bol temiz suyla yıkanmalı kurulandıktan sonra iyice kremlenmelidir.


Haftada 1–2 defa ellere çok yağlı kremle masaj yapılmalıdır.


—Limon parmakları temizleyip renkleri açar ancak limon suyu cildi kuruttuğu için daha sonra krem sürülmelidir.


—Yumuşak tırnakların en büyük düşmanı sudur. Bulaşık yıkarken mutlaka eldiven kullanılmalıdır.


—Islak ojeleri kurutmanın en kolay yolu elleri buzlu suya sokup çıkarmaktır.


—Tırnaklardan mürekkep lekesi gibi lekeleri çıkarmak için kullanılmayan diş fırçasına alınacak biraz macunla tırnaklar fırçalanır. Leke çıkacaktır.