31 Ocak 2008 Perşembe

Akılcı ve Basit Beslenme Planı

Beslenme planınızda yapacağınız basit, kolay ve akılcı değişikliklerle sağlığınızda önemli iyileşmeler yapabilirsiniz.Kan basıncınızı ayarlamak, kan şekerinizi dengelemek, kolesterol ve trigliserid seviyelerinizi azaltmak için ciddi avantajlar sağlayabilirsiniz. Unutmayın! ‘Ne yiyorsanız O’sunuz’ kuralı yüzyıllardır hep aynı ve hiç değişmeyecek...Akılcı bir beslenme planı ile kilonuzu daha kolay yönetir, osteoporozdan (kemik kırılganlığı artışı), menopoz yakınmalarından, yaşlılıkta karşılaşabileceğiniz pek çok sorundan korunabilirsiniz. Kolay, ucuz ve uygulanabilir besin değişimleri ile geç yaşlanan formda biri olabilirsiniz. Yapacaklarınızı öğrenmeniz çok kolay! Bütün sorun karar vermekte. Verdiğiniz kararı sürdürmek ve çevrenizdeki sabotajcılarla bir süre direnmekte... Yapacağınız değişimlerin yaşamınıza sağladığı katkıları birkaç ay içinde alacak, yaşam kalitenizdeki düzelmeye, sağlığınızdaki iyileşmeye siz de şaşıracaksınız.

Hipertansiyona karşı
Hipertansiyon sorunu ile daha kolay başetmek istiyorsanız önce kalori tüketiminizi kontrol altına alın. Fazla kilolarınızı atın! Tuz tüketiminizi günde bir çay kaşığı (2,5 gr) ile sınırlayın. Potasyumdan zengin besinlerden (muz, patates, şeftali, kayısı, domates), magnezyum kaynaklarından (kurubaklagiller, ceviz, fındık), posa deposu sebzelerden (havuç, yeşil yapraklı sebzeler) daha çok faydalanın.

Kalp ve Damar İçin
Kalp ve damar hastalığından, damar sertliği ile ilişkili sağlık sorunlarından uzak yaşamak istiyorsanız omega-3 yağ asitlerini artırın: Daha çok balık (haftada 2-3 kez, 100-150 gr), keten tohumu (günde 1-2 tatlı kaşığı), ceviz (günde 1-2 adet) kullanın. Kolesterol deposu besinlerden (sakatat grubu, şarküteri grubu, yumurta sarısı), doymuş yağlardan (tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı, kanatlı hayvanların derisi, yağlı kırmızı etler) uzak bir beslenme planı yapın. Kalori ve alkol tüketiminizi sınırlayarak trigliserid düzeyinizi azaltın. Antioksidan etkili doğal ateroskleroz savaşçılarından (Likopen deposu domates, karpuz, Resveratrol deposu üzüm suyu, şarap, Quercetin deposu elma, Proantosiyanidin deposu üzüm çekirdeği) daha sık faydalanın.Yaşlılıkla ilişkili göz sorunlarından katarakt ve makula dejenerasyonun yavaşlatılmasında E vitamini zengini besinlerin (yağlı tohumlar, tahıllar), Lutein deposu, Zeozantin kaynağı ürünlerin, beta karoten yüklü havucun, kayısının, C vitamini deposu sebze ve meyvelerin yararından istifade edin.

Kemiklere güç verin
Kemik kırılganlığı artışı doğal bir yaşlılık sürecidir. Kalsiyum zengini süt ve süt ürünlerinden (peynir, yoğurt, ayran), D vitamini deposu besinlerden, kalsiyum ile zenginleştirilmiş meyve suları ve diğer içeceklerden daha çok yararlanın. Tükettiğiniz besinlerle kemiklerinize daha fazla kalsiyumu, doğal yoldan sağlayın.Periyodik dönemleriniz gergin, şiş ve ağrılı geçiyorsa tuzu azaltın, magnezyumu arttırın. Daha çok posalı ürün kullanın. Menapoz dönemine ilişkin sorunlarınızı baskılamak istiyorsanız soya ürünlerinden daha sık yararlanın.

Öğleden sonra enerji
Öğleden sonraki enerjisizlik sorununuzu çözmek için öğlen yemeklerini salata ile geçiştirmeyi bırakın. Her öğlen 100-150 g balık, tavuk veya yağsız kırmızı et ihtiva eden bir beslenme planı yapın. Ya da salatalarınıza protein katın! Uykusuzluk sorununuzu çözmek istiyorsanız akşamları erken yiyin ve daha fazla karbonhidrat (sebze, makarna) kullanın. Akşam yemeğinizi küçültün, azaltın.

Bellek kaybından korkmayın
Yaşlanma sorunlarından bellek azalması ve yaşlılık depresyonu ile mücadele etmekte de Omega-3 yağ asitlerinden faydalanabilirsiniz. ‘Dokozahekza-noikasit’ (DHA) belleğe güç veren, yaşlılıkla ilgili depresif ruh halini önleyen bir Omega-3 yağ asididir. Balıkta ve diğer deniz ürünlerinde bol bol bulunur. Omega-3 yağ asitlerinden EPA (Ekozapantonoikasit) kanı inceltip, damarları koruyarak bellek kaybını geciktirebilir. Depresyon ve ruhsal gerginliği azaltmada Omega-3 yağ asitleri yanında magnezyum zengini besinlerden, B vitamini depolarından da yararlanabilirsiniz.

Yorgun musunuz?
Hep yorgunsanız, daha çok protein (balık), magnezyum (ceviz, badem, avokado), B vitamini ve potasyumu (muz, domates) doğal besinler ile kazanmaya çalışın. Demir (et, yeşil sebzeler, pekmez) ve folik asit tüketiminizi çoğaltın. Demir eksikliği ile ilişkili sağlık sorunlarından korunmak, belleğinize, saçınız, deriniz ve ruhsal dengenize, özellikle de kansızlık sorununuza çözüm bulmak için daha fazla demir tüketmeye bakın! Yorgunlukla savaşta en güçlü silahın iyi bir sabah kahvaltısı olduğunu sakın unutmayın. Öğün atlamayın.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

29 Ocak 2008 Salı

Güzelliğin Esas Kuralları

Hepimiz giderek artan bir biçimde sağlığımızla daha fazla ilgilenmeye başladık. Hastalıklardan nasıl korunacağımızı, vücudumuzu nasıl güçlendirebileceğimizi, sağlık sorunlarımızı daha erken nasıl tanıyabileceğimizi dikkatle araştırıyoruz. Ortalama yaşam süresinin uzaması, emeklilik ve yaşlılığa ilişkin endişelerimizi çoğalttı. Yirmi beş yıl önce emekli olanların emeklilik sonrası ortalama yaşam süreleri on yılı pek geçmemiştir. Bugün ise bir emekli en az 20-25 yıllık yeni yaşam süreciyle karşı karşıyadır. Yaşlılık belirti ve değişimlerinin bedeninize daha yavaş yerleşmesine engel olmak hakkınızdır. Bu yönde göstereceğiniz sağlıklı davranışlar, geç ve genç yaşlanmanıza, yaşlanırken de sağlam kaslara, kemiklere, göz, kulak ve eklemlere sahip olmanıza destek olacaktır. Bu çabalarla yaşınız ilerledikçe bellek azalması, kalp-damar sorunları, cinsel problemler ve güçsüzlük ile daha az karşılaşacaksınız. Bütün bunlar sadece sizin sağlığınızla ilgilenmeniz ve kendinize iyi bakmanızla mümkündür.

Sağlık bilinci
Siz yaşlandıkça fiziksel görünümünüzün de değişeceğini biliyorsunuz. Boyunuz yavaş yavaş kısalacak, cildiniz kırışacak, saçlarınız beyazlaşacak, kaslarınız bir miktar gevşeyip sarkacak. Bütün bu değişimleri biraz daha geciktirip hafifletmeyi, orta yaş ve sonrasında özellikle kadınlar çok önemserler. Ne saç dökülmesi, cilt kırışması, boy kısalması, ne de siz yaşlandıkça aldığınız kilolar, genişleyen karın ve kalçanız yaşlanmanın değiştirilemez ve önlenemez sonuçları değildir. Kemik kırılganlığındaki artış (osteoporoz) ile yapacağınız akıllı bir mücadele, boyunuzun kısalmasını da, belinizin eğilmesini de engelleyecektir.

Daha az kalori tüketip yeterli ve dengeli beslenir, daha fazla fiziksel aktivitede bulunursanız kilo almanızı da engelleyebilirsiniz. "Kozmofarmasötikal" destekler ve erken başlatılmış, bilinçli yürütülmüş bir cilt bakımı ile yaşlılığa bağlı cilt sorunlarınızı bir hayli azaltabilirsiniz. Bütün sorun sağlık bilincinizi doğru oluşturmanız ve geliştirmenizdedir. Sorunu gereğinden fazla büyütmez ama gerekli önlemleri ve kontrolleri de ihmal etmezseniz sağlıklı bir yaşlılık sizi beklemektedir. Eğer fiziksel görünümünüze ilişkin olarak kendinizi daha iyi hissetmek istiyorsanız yapabileceğiniz başka şeyler de var:

Ruh ve Beden
Sadece dış görünümünüze takılıp kalmayın. Siz, vücudunuz ve onun içinde yaşayan ruhsal yaşamınızla bir bütünsünüz.

Yüksek enerji
Enerji seviyenizi yükseltin. Daha çok egzersiz yapın. Düzenli fiziksel aktivite formda kalmanızın başlıca belirleyicisidir. En az haftada 3-4 kez 30-45 dakika fiziksel aktivite yapmayı planlayın. Egzersiz enerji düzeyinize tavan yaptıracak ve daha iyi bir fiziksel görünüme sahip olmanızı sağlayacak en iyi ilaçtır.

Kendinizi sevin
Kendinizden hoşlanın. Ne yapın edin, ilk önce kendinizi sevin, kendinize güvenin. Her aşamada kendinizi ödüllendirin.

Geleceği Düşünün
Eski fotoğraflardan faydalanın. Gelecekte nasıl bir fiziksel görünümde olacağınızı keşfetmeye çalışın. 10-20 sene sonraki resminizi çizmeye, hayal etmeye çalışın. Eski fotoğraflarınızı dikkatle inceleyin.

İltifat edin
Kendinize iltifat edin. Size saçma da gelse, çocukça gibi de görünse aynaya her baktığınızda kendinize iltifat edin. Aynada kendi kendinizi yakışıklı ya da güzel bulmaktan ve bunu hissetmekten çekinmeyin.

Bakımlı giyinin
Güzel ve bakımlı giyinin. Fiziksel görünümünüzü tamamlayacak temiz ve düzgün elbiseler giymeye özen gösterin.

Wellness notları
Elma suyu en az portakal suyu kadar değerlidir. Elma suyunda beklenenin çok üzerinde kalp hastalığına karşı koruyucu antioksidan etkili polifenol olduğu belirlenmiştir.

Aloe Vera (sarısabır) otu suyunun herhangi bir sağlık yararının olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt mevcut değildir. Aloe Vera suyunu, şiddetli ishal ve krampları göze alıyorsanız (!) laksatif-bağırsak boşaltıcı gibi kullanabilirsiniz.

Eğer olduğunuzdan daha fazla yaşlı görünmek istiyorsanız bol bol sigara için!.. Sigara cildinizi daha erken kırıştıracak, dişlerinizi daha erken dökecek ve saçlarınızı daha çabuk beyazlatacaktır.

Uyarılar
Yanlış ilaç kullanımı yaşlandırıyor.

Pek çok araştırma fazla miktarda, gereğinden uzun süreyle ilaç kullanımının yaşam sürenizi olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymuştur. İlaç kullanımı ile ilgili sorunlarla daha az karşılaşmak istiyorsanız, aşağıdaki önerileri dikkate almalısınız:

  • Kullandığınız ilaç sayısını en aza indirin. Kullanım süresini ve önerilen dozu asla geçmeyin.
  • Optimal yarar sağlayan en düşük dozlarda ve sürede kalmaya özen gösterin.
  • İlaç alerjilerinizi mutlaka not alın.
  • Yeni bir reçete hazırlandığında doktorunuza, eczacınıza ve hemşirenize halen kullandığınız ilaçları da hatırlatın.
  • Doktorunuza ilaçların tedavi edici düzeylerini takip etmesi ve toksisite araştırmalarını yapabilmesi için izin verin.
  • Kullandığınız her ilaç için doktorunuzdan ya da eczacınızdan bilgi talep etmekten çekinmeyin.

  • Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

28 Ocak 2008 Pazartesi

DİŞ BEYAZLATMA NASIL YAPILIR?

Diş beyazlatmada beyazlatıcı diş macunlarından diş hekimi muayenehanesinde uygulanan beyazlatma tekniklerine kadar birçok yöntem vardır.Beyazlatma teknikleri iki şekilde uygulanır:

1.Beyazlatma işlemleri doğal diş renginizi ortalama beş - yedi ton kadar değiştirir. Hem diş hekimi muayenehanesinde, hem de evde beyazlatma yapılabilir. Beyazlatıcıların içerdiği etken madde genellikle hem derindeki, hem de yüzeydeki lekeleri çıkartmaya yardımcı olan, % 10-22 oranlarında karbomid peroksit veya hidrojen peroksittir.

*Diş hekiminin muayenehanesinde uygulanan ışıklı beyazlatma işleminin seansı ekonomik ve hızlı bir sonuç verir ve dişleri önemli ölçüde beyazlatır. Ancak, bir yıl sonra, normal bir şekilde yiyip içmenin (kahve, çay, alkolsüz içecekler) ardından, dişleriniz tekrar eski rengine yakın bir renge dönebilir ve yeni lekeler oluşabilir. Bu durumda beyazlatma işlemini tekrar etmeniz gerekebilir.
*Evde beyazlatma için diş hekiminiz tarafından hazırlanan özel ağız plakları da kullanılabilir. Genellikle iki hafta boyunca günde birkaç saat veya gece boyunca plak takılır. Dişlerinizde yeni lekelenme oluştuğunu fark ederseniz, lekeleri çıkarmak için bir veya iki gece boyunca ağız plağını beyazlatıcı jel sürerek takmanız yeterlidir.
*Dişleri beyazlatmak için eczanede reçetesiz olarak satılan ürünler de bulunabilir.

2.Beyazlatma dışındaki işlemler sırasında, yüzey lekelerinin giderilmesine yardımcı olmak için, fiziksel ve/veya kimyasal uygulamalar yapılır. Beyazlatıcı diş macunları leke çıkarıcı özelliği olan veya cilalama yapabilen özel kimyasallar içerir. Diş hekimleri tarafından yapılan profesyonel temizlikte, yiyecek ve tütünün neden olduğu dış lekelenmeleri çıkarmak için aşındırma veya cilalama yöntemi kullanılır.


Beyazlatma işlemlerinde herkeste çıkan sonuç farklıdır. Bazıları, beyazlatıcı diş macunları ile bekledikleri sonucu elde ederken, gri diş rengine sahip veya dişinde ciddi renklenme olanların gülümsemelerinin istedikleri gibi olabilmesi için porselen vener kaplamalar veya dolgu yapılması gerekebilir. Sizin için uygun olan seçeneği diş hekiminiz belirleyebilir.

CİLT BAKIMI NASIL YAPILIR?

Güzel bir cilde sahip olmak istiyorsanız, cilt tipinizi ve o cilt tipine uygun bakım ürünlerini tanımalısınız. Ayrıca bazı ürünler var ki, onlardan da kesinlikle uzak durmalısınız. Güzel ve sağlıklı bir cilde sahip olmak istiyorsanız, önemli olan kullandığınız ürünün ne kadar pahalı olduğu değil, cildinize ne kadar uygun olduğudur. Cilt gün içinde kirlenir. Bu nedenle biriken kirler, ter, yağ gibi kişisel salgılar ve dökülmekte olan ölü cilt hücreleri temizlendikten sonra cilt nemlendirilmelidir. Cilt tipleri ve cilt tiplerine uygun ürün tercihinde dikkat edilmesi
gereken noktalar şunlar:

Kuru cilt: Kuru ciltlerde, kurutucu ve alkol içeren ürünler ciltten nemi söküp atacağı için tercih edilmemelidir. Hassas yumuşak sabun içermeyen likit bir temizleyici sonrası gliserin, hiyalironik asit gibi ürünlerle formüle edilmiş nem kaybını azaltan nemlendiriciler kullanılmalıdır. UVA ve UVB ışınlarına karşı koruyucu SPF15 ve üstü bir ürün, yıl boyunca dışarıya çıkmadan yarım saat önce açıkta kalan alanlara uygulanmalıdır.

Yağlı cilt: Yağlı ciltlerde aşırı yağlı ürünler, hassas ciltlerde ise daha az hasar verecek narin ürünler tercih edilebilir. Yağlı ciltlere özgün yağ bağlayıcı likit veya jel şeklinde temizleyicileri tercih edin. Krem bazlı, kakao yağı, lanolin içeren sabunlardan uzak durun. Losyon şeklinde suyu çekip tutan (humectane) maddeler içeren nemlendiricileri tercih edin. Ergenlik çağındaki gençlerde görülen hormon değişiklikleri nedeniyle yağlı ve akneye yatkın cildin temizliği ve doktor tarafından önerilen ürünlerin düzenli kullanılması önemlidir. Yağ içermeyen (oil-free) güneşten koruyucuları kullanın. Cildinize fazla parlak diyerek, yağı kurutmak için sert sabun, alkol, fırça, kese kullanmayın. Cilt temizliğini günde 2-3 kezden fazla yapmayın.

Karma cilt: Kozmetik olarak T bölgesi, yüzün yağlı alanları olan yanaklar, alın, burun ve çene daha fazla yağlıyken diğer alanlarda kuruluk gözlenir. Normal karma ciltler için olan temizleme ürünleri yanaklar için nazik, diğer bölgelerde ise daha sert etkilidir. Yalnızca ihtiyaç duyulan bölgelere uygulayacağınız nemlendirici T bölgesinde sivilceye yol açabilir. Tercih edeceğiniz güneş koruyucusunun da yağ içermemesine dikkat etmeniz gerekmektedir.

Cilt bakım ürünü seçerken bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta da bu ürünlerin içerikleridir.

Güneşten koruyucular: Kırışıklık ve güneş hasarını önleyen en etkili ürün güneşten koruyuculardır. UVB ve UVA ışınlarına karşı koruyucu özelliği olan, güneşten koruyucu faktörü (SPF) 15 ve üzeri olan ürünler cildin yaşlı görünmesini önlemektedir . Düzenli olarak güneşten koruyucu kullanmak derin kırışıklıklar ve koyu lekelerin oluşmasını engeller.

Tretinoin ve türevleri: Güneşin zararlı etkilerinden olan yüzdeki ince kırışıklıklar, koyu lekeler veya kabalaşmaya karşı etkilidir. Cilt renginin açılmasına , yenilenmesine yardımcı olur.

AHA (Alfa Hidroksi Asitler): Şeker kamışı, elma, üzüm ve limon gibi bitki ve meyvelerde doğal olarak bulunan asitlerdir. Cilt üzerindeki ölü hücrelerin dökülmesi ve bu sayede daha düzgün, yumuşak, renk düzensizliği olmayan yeni bir cilde kavuşulması sağlanmaktadır. AHA aynı zamanda cildin üst tabakası altındaki bağ dokusunun daha iyi üretimini, su kaybının ve ince kırışıklıkların azalmasını sağlamaktadır.

Kaçınılması gereken içerikler:
Propilen glikol veya sorbital bilhassa hassas ciltlerde tercih edilmez.

SLS (sodyum lauryl sülfat) ve SLES (sodyum lauret sülfat) gibi sürfaktanlar şampuan, diş macunu, traş kremi, kuru temizleme deterjanları bulaşık sabununda ve birçok endüstriyel temizlik maddesinde bulunur. Etki mekanizması nedeniyle duruladığınızı zannetseniz bile uzun süre saç ve derinizde kalıp yağ , nem ve amino asitleri söker atar. Ciltte kuruluk, kabalaşma ve yeni kıl ve deri oluşumunu bozar.
Kırışıklık ve güneş hasarını önleyen en etkili ürün güneşten koruyuculardır. UVB ve UVA ışınlarına karşı koruyucu özelliği olan, güneşten koruyucu faktörü (SPF) 15 ve üzeri olan ürünler cildin yaşlı görünmesini önlemektedir. Düzenli olarak güneşten koruyucu kullanmak derin kırışıklıklar ve koyu lekelerin oluşmasını engellemektedir.

Göz Şeklinize Göre Makyaj Yapın

Gözler yüzün en çok dikkat çeken bölgesidir. Teninize ve saçınıza uygun bir göz makyajı ile çok etkileyici bakışlara sahip olabilirsiniz. Bunun yanında gözlerinizdeki anlamı ön plana çıkarmak için göz şeklinize uygun makyaj yapmalısınız. Böylelikle küçük olan gözlerinizin büyük görünmesini sağlayabilir, istediğiniz etkileyici bakışları elde edebilirsiniz. Unutmayın anlamlı bakışlar doğru yapılan makyajla ortaya çıkar…

Küçük gözler

Bir koyu, bir de açık renk far seçin.

Üst göz kapağınızın tamamına açık renk farı sürün.
Koyu renk bir kalemle kirpik diplerine çizgi çekerek göz çevrenizi belirleyin. Çizgiyi dışa doğru dağıtın.
Koyu renk farı gözün dışına doğru, göz çukurunun üzerine sürün. Dışa doğru hafifçe dağıtın.
Gözün iç kenarına beyaz renk far sürün. Açık ve koyu farlar arasındaki renk farkının sınır oluşturmaması için renkleri birbirine iyice yedirin.
Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

Ayrık gözler

Yumuşak tonda kestane rengi bir far ile koyu renk bir diğer far seçin.

Kestane rengi farı burnunuz ile gözünüz arasındaki bölgeye uygulayın. Farın leke gibi durmasını engellemek için rengi iyice dağıtarak gölge havası verin.
Koyu renk farı göz kapağınızın hareketli kısmına sürün.
Aynı farla, gözün dış kenarını, dışarı taşarak yuvarlayın.
Koyu renk kalemle göz kapağınızın üstüne ve gözün iç kısmına çizgi çekin.
Sadece üst kirpiklerinize iki kat rimel sürün.

Düşük gözler

Birbirini tamamlayan renklerde üç far seçin. Renklerden biri açık, biri orta, biri ise koyu tonlarda olmalı. Tek ambalajda satılan üçlü göz farları uygun bir seçenek oluşturabilir.

Koyu renk farla, alt kirpiklerinizin ortasından başlayıp dışarı doğru bir çizgi çekin. Çizginin ucunu göz kenarınızın dışında hafifçe yukarı doğru kaldırın.
Aynı işlemi üst kirpikleriniz boyunca da uygulayın ve iki çizgiyi birleştirin.
Sünger uçlu bir aplikatör veya bir pamuklu çubuk yardımıyla çizgileri dağıtarak hafifleştirin.
Açık renk farı üst göz kapağınızın tamamına sürün.
Orta koyuluktaki farı göz çukuruna muz formunda uygulayın.
Yine orta koyuluktaki farla gözün dış kenarına gölge yapın.
Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

Yuvarlak gözler

Bir koyu, bir açık tonda iki far rengi seçin. Renkler birbirleriyle uyumlu olmalı.

Açık renk farı göz kapağınızın tamamına uygulayın.
Koyu renk farı göz kapağınızın sadece hareketli kısmına sürün. Göze daha uzun bir form kazandırmak için renkleri uygularken gözün dışına ve yukarıya doğru çalışın.
Göz kapağınıza, kirpiklerin hemen dibinden, boylu boyunca kalem çekin. Çizgiyi göz kenarından dışarı doğru taşırın.
Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

26 Ocak 2008 Cumartesi

Traşı En Az Hasarla Atlatmanın Yolları

Yüzünüzde ortalama 15,000 kıl bulunur, bu kıllar günde 38 mm uzar. 15 yaşın üzerindeki erkeklerin %90′ı istenmeyen kıllardan kurtulmak için düzenli olarak tıraş olur. Tıraş ortalama 3 dakika sürerken, bir tıraş bıcağı da maksimum 9 kez kullanılır. Bu rakamlar kullanıma ve cilt özelliklerine göre değişkenlik gösterebilir. Buda ortama erkek ömrünün 3350 saatini yani 139 gününü alır. Ve erkeklerin %70′i ıslak traşı tercih eder.

Erkek Cildi Farklıdır
Erkeklerin cildi kadınların cildine oranla daha kalın ve dayanıklı olup, erkek cildinin sakal ve traş yüzünden daha çok yıpranması nedeni ile, bakımına daha da önem gösterilmesi gerekir. Günlük traşta yaralanma ve enfeksiyon problemleri ile karşı karşıya olan erkek cildi, kadın cildine oranla daha çok özen ister. Erkek ciltleri de kendi aralarında da bireysel farklılıklar gösterir.

Traş Cilde Zarar Verir
Islak ya da kuru traş, her ikisi de cildi kurutur. Özellikle ıslak traşta, yani traş bıçağı ile traşta kıl kökleri, foliküller daha çok travmaya maruz kalır. Bunun sonucunda kıl dönmeleri ve ihtilaplar ortaya çıkar. Bu cildi rahatsız eder ve dış etkenlere karşı hassaslaştırır. Bu problemleri doğru bir bakım ile en aza indirmek için her şeyden önce hijyene dikkat edilmesi gerekir. Kullanacağınız ürünlerin çok az alkol içermesine ve traş kreminin ya da köpüğünün cilt tipine uygun olmasına dikkat etmek gerekir.

Traş Sonrası Bakım
Traş öncesi bakım gibi traş sonrası bakım da önem taşır. Birçok erkek dezenfektan olsun diye kolonya ya da alkollü after shave kullanır; bu cilde faydadan çok zarar verir. Çünkü alkol hücre öldürücü etkisi ile traşta meydana gelen olası kesiklerin iyileşmesini geciktirir.
Traştan sonra cilt tipine uygun bir after shave hem cildi dinlendirir, hem de besler.

Birkaç Küçük Tavsiye
* Cildi köpürtmeden önce sıcak su ile durulayın. Sıcak su, sakalı yumuşatır ve cildin gözeneklerinin açılarak sakalların kolayca kesilmesini sağlar.
* Sıcak su ile durulanmış cilde, traş kremi veya traş köpüğünü iyice yayarak masaj yapın. Traş köpüğü kullanılıyorsa ayrıca fırça kullanmak gerekmez. Köpük ıslatılmış avuca sıkılarak yüze yayılır.
* Kolay bir traş için 3 ya da 2 bıçaklı traş makineleri tavsiye edilir. Traş sırasında makinenizi sık sık sıcak su ile durulamak bıçaklar arasında köpük ve kesilmiş sakalların birikmesini önler.
* Çene ve boynun en son sırada traş edilmesi gerekir. Böylece su ve köpük, sakalların en sert olduğu bu bölgeleri yumuşatmak için cilt üzerinde daha uzun süre kalır.
* Traş işlemi bittikten sonra cildin soğuk su ile durulanması gerekir. Soğuk su cildin açılan gözeneklerini kapatarak, doğal dengesini tekrar bulmasını sağlar.

* Yumuşak bir havlu ile hafifçe nemi alınan cilde mutlaka traş sonrası bir bakım ürünü sürülmesi gerekir.

24 Ocak 2008 Perşembe

Erkekler İçin Kişisel Bakım İpuçları

Bakımın sadece kadınlara özgü olduğu devirler kapandı. Günümüz erkeği artık etkileyici olmak için çaba ve vakit harcıyor. Kozmetik dünyası ise kadınlara sunduğu imkanların hemen hemen hepsini erkeklere de sunuyor... Erkekler cilt bakımları söz konusu olduğunda kadınlara oranla daha şanslılar. Çünkü ciltleri onlardan çok fazla bir özen beklemiyor. Ama bu hiçbir bakım gerekmediği anlamına da gelmiyor. Tüm kozmetik piyasası içinde erkek kozmetiğine ayrılan pazar sadece yüzde 3. Bu payın, büyük kısmını erkekler için zorunlu olan tıraş ürünleri alıyor. Sıralamada ikinci sırayı tıraş öncesi ve sonrası kullanılan losyonlar alırken, sıralama kremler, kişisel hijyen ürünleri ve parfümler olarak devam ediyor. Bu sıralama aslında erkeklerin zorunlu olmadıkça kişisel bakım ürünlerine rağbet etmediklerini gösteriyor. Erkek cildi yapı olarak kadın cildinden daha sağlıklı. Doğadan gelen bir nem ayrıcalığı var ki, bu sağlıklı bir cilt için ilk koşul. Ancak günümüz şartları, erkek cildinin bu avantajını adeta ortadan kaldırıyor. Bu nedenle onların da ciltlerine ayrı bir bakım uygulamaları gerekiyor. Ama tabii ki erkeklerin sadece ciltlerine özen göstermeleri yetersiz. Beden ve ayak bakımının da ihmal edilmemesi gerekiyor.

Öncelikle Cilt Bakımı

Erkek cildinin yapısı kadınınkinden farklı. Sebum salgılanması erkeklerde daha fazla. Ergenlik döneminde başlayan sebum salgılanması, yetişkinlik çağında maksimum seviyeye ulaşıyor, 60 yaşından itibaren de azalarak, cildin kurumasına yol açıyor. Deri katmanları içerisinde bulunan bezlerden salgılanan sebum, cildi koruyucu etkisi olan bir nem ve yağ tabakası oluşturuyor. Ancak sebum salgılanmasının bazı yan etkileri de var. Sebum, porların genişlemesine ve burun kanatlarının iki yanında küçük siyah noktacıkların, minik yağ keseciklerinin oluşmasına neden oluyor. Erkeklerin ciltleri ile ilgili en büyük estetik kaygılarından biri de işte bu nokta ve kesecikler. Peki, bütün bu sorunlardan kurtulmak için iyi bir cilt bakımı nasıl olmalı?

Temizleme
·Temizleme sütü, temizleyici maddelerin en yumuşak olanıdır, çok hassas ve tahriş olmuş ciltlerde tercih edilir.
·Köpüren jeller, cildi tazeler ve zorlamadan derinlemesine temizlik sağlar.

·Dermatolojik ürünler ise sadece problemli ciltlerde uzman tavsiyesi ile kullanılır.

Tonik
Banyodan sonra kurumuş ciltlere mineral bazlı tonikler tavsiye edilir. Losyon tonikler, kan dolaşımını hızlandırır ve cildi mikroplardan arındırır. Bunların, nemlendirici ve koruyucu bir kremden önce kullanılması gerekir. Yorgun ciltler için tazeleyen ve yenileyen ürünler, yağlı ve tahriş olmuş ciltler için sakinleştirici ürünler, tıraş sonrası yanma hissini gideren ürünler tercih edilmeli...

Nemlendirme ve Koruma
Kremler ve jeller, günlük bakım için gerçek birer yardımcıdır. Cildin esnekliğini sağlar, kırmızılıkları ortadan kaldırırlar.

Peeling
Peeling sayesinde cilt derinlemesine temizlenmiş olur ve ışıltısını kazanır. Her hafta ya da her ay düzenli bir biçimde ``gommage'' adı verilen ürünlerle yapılacak peeling sonucunda küçük siyah noktaların oluşması önlenir, batık kıllardan kurtulunur.


Tıraş Ürünlerinizin Seçiminde Titizlik
Tıraş, erkeklerin zorunlu olarak yaptıkları ve ne yazık ki ciltlerine zarar veren bir işlem. Tıraş sırasında epidermin üst katmanları, yani koruyucu yağ ve nem katmanı zedeleniyor. Cilt nem kaybına uğruyor ve kuruyor. Ancak gerekli bakımın sağlanması ve doğru ürünlerin kullanılması ile bu olumsuz sonuçlar yok edilebiliyor.


Tıraş Köpüğü Cildinize Uygun Olmalı
Normal bir cilt için çok asitli olmayan bir tıraş köpüğü ve tıraş sonrasında kullanılacak nemlendirici, epidermin hassaslaşmasını ve yaşlanmasını engelliyor. Ancak kimi zaman tıraşla birlikte özel birtakım problemler oluşabiliyor. Akneye yatkın bir cilt için içerisinde antibakteriyel maddeler bulunan bir tıraş köpüğü seçilmeli. Enfeksiyonlu cilt için antiseptik içeren tıraş köpükleri tercih edilmeli. Eğer cilt, kullanılan ürüne alerjik bir reaksiyon veriyorsa, öncelikle ürün değiştirilmeli. Buna rağmen sorun devam ederse bir uzmanın görüşüne başvurulmalı.

Vücut Bakımı İhmale Gelmez
Erkek cildi denilince akla ilk önce tıraşın tahriş edici etkisi nedeniyle yüz gelir. Ancak aslında erkekler için de tüm vücut bakımı önemlidir. ·Vücut temizliği için yumuşak ürünlerin seçilmesi gerekir. Sabun içermeyen jeller ve banyo köpükleri bu iş için uygun olacaktır. ·Kurumaya meyilli bir cilt için, duştan ya da tıraştan sonra mutlaka yoğun bir nemlendirici kullanılmalı, akne gibi sorunlarda ise mutlaka cildin doğasına uygun bir hijyen ürünü seçilmelidir. Bu konuda bir uzmanın önerileri alınabilir. ·Saçlar için, yumuşak bir şampuan seçmek gerekir, özellikle saçlarını sık yıkayanlar için bu önemlidir. Eğer saçlarınız dökülüyorsa, bulduğunuz formüller ya da bir uzmana görünmek işe yaramıyorsa bu durumu sıkıntı etmeyin. Zira yapılan birçok anket, kadınların saçı dökülen erkekleri de saçlı erkekler kadar çekici bulduklarını gösteriyor.

Ayaklarınızı Unutmayın!
Vücudun bütün yükünü taşıyan ayaklar, özellikle erkek vücudunun en çok ihmal edilen bölgeleri. Sağlıklı, mutlu ve konforlu bir yaşam için ayaklarınıza dikkat etmeli ve düzenli olarak bakım yapmalısınız. Ayrıca ayak bakım merkezlerinde profesyonel bakım da yaptırabilirsiniz.

Genç Kızlar İçin Cilt Bakım Önerileri

Genç yaşlardan itibaren düzenli ve bilinçli olarak uygulanacak bir cilt bakımı, ileride oluşabilecek sorunların şimdiden önlenmesini sağlar, cildin pürüzsüz ve zinde kalmasını garantiler. Hormonal değişimle birlikte ortaya çıkabilecek sivilcelenme ve siyah nokta gibi sorunlar ise kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Doğru bir cilt bakımı uygulamak için, öncelikle sabun kullanma alışkanlığı bir kenara bırakılmalıdır. Zira en iyisi olsa bile, sabunun kurutucu etkisi vardır ve bu etki cildin dıştan gelen tehlikeli mikroplara karşı savunmasız kalmasına neden olur. Sabun yerine temizleme sütü ve toniği kullanmak en idealidir. Çoğu genç kız alışkanlık ve yanlış bilgilendirme sonucu temizleme sütü yerine tonik kullanmaktadır.

Temizleme sütleri üst deride ve bir alt katmanda birikmiş kirlerin, deri yolu ile atılmış ifrazatların giderilmesini sağlar ve bunu cildi tahriş etmeden yapar. Tonik ise sütün kalıntılarını alır, gözeneklerin tekrar büzülmesini ve derinin bir sonraki işleme, yani krem sürmeye hazır olmasını sağlar. Temizleme etkisi ise süt gibi değildir.

Sabah ve akşam yüzü temizlemenin yanı sıra, mutlaka nemlendirici kullanılmalıdır. Sokağa çıkıldığında da nemlendirici kullanmak gerekir. Özellikle kış mevsiminin hava şartları koruyucu malzemelerin kullanılmasını gerektirmektedir.

Haftada bir ise peeling yapılmalıdır. Böylece ciltte ölü hücre ve kir birikmesi engellenir, cilt nefes alır. Eğer cilt aşırı yağlı ise haftada 2 defa peeling yapılması uygundur.

Sivilceli ciltler büyük bir özenle temizlenip tedavi edilmeli, kesinlikle ihmal edilmemelidir. Sivilcelenme sorunu, meydana geldiği andan itibaren dikkatle tedavi edilmelidir. Aksi takdirde sivilceler fark edilmeden çoğalacak ve cildin iyileştirilmesi zorlaşacaktır. Öncelikle sivilcelenmenin gerçek nedeni tespit edilmeli ve tedavi buna göre yapılmalıdır. Bunun için kesinlikle uzman bir kişinin önerisine dikkatlice uyulmalıdır.

Sivilcelenmenin ana nedenleri çoğunlukla; cildin mikrop alması, yanlış beslenme, hormonal dengesizlikler, yemek veya güneş alerjisi, ciltteki faydalı vitaminlerinin eksilmesi ve strestir. Bu nedenlerden birkaçı birarada ya da tek başına sebep olabilir; ama genelde bazıları direkt sebep iken diğerleri uyarıcıdır.

Sivilcelere ve siyah noktalara el sürmemeye özen gösterilmelidir. Unutulmaması gerekir ki, genç yaşlarda uygulanacak doğru tedaviler, cildin pürüzsüz ve canlı kalmasının başlıca temelleridir. Genç kızların çoğu, sürekli siyah nokta ve sivilcelerini sıkar ya da üzerine kapatıcı malzeme sürer. Bunlar, derinin yıpranmasına neden olur. Siyah noktalar çok özel maskelerle cilt tahriş etmeden giderilmelidir.

Sıkmak, hücrenin yapısını tekrar düzelmeyecek şekilde bozulabilir ve lekeli, açık gözenekli kalmasına neden olabilir. Sıkma işleminin ardından güneşe maruz kalması durumunda ise ciltte lekeler oluşur ve bunlar genellikle kalıcıdır. Derinin siyah nokta yapma alışkanlığı varsa ve gözenekleri büyükse, gözenek sıkıştırıcı kullanılması tavsiye edilir.
Bugünün teknolojisi, kozmetik ve dermatolojik alanda kesin sonuçlar veren tedaviler sunmaktadır.

Tedavi uzman bir kişi tarafından belirlenmeli ve takip edilmelidir. Ayrıca, beslenme de tedavi kadar önemlidir. Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta da, yanlış ve ucuz kozmetik ürünlerin cilt sorunlarının oluşumuna neden olduğudur.

Pratik Bakım Önerileri

Bakımlı ve güzel olmak için ille de çok pahalı ürünler kullanmak zorunda değilsiniz. Önemli olan kendinize vakit ayırmanız. İşte size pürüzsüz ve selülitsiz bir beden, pamuk gibi eller, bakımlı tırnaklar için evinizdeki malzemelerle hazırlayabileceğiniz kürler...

Dinlendirici Banyo
Malzemeler: Taze nane + tuz
Hazırlanışı: Yarım litre suyu kaynatın ve içine on adet taze nane yaprağını atıp on dakika dinlendirin. Ardından bu suyu süzerek ılık suyla dolu küvetin içine bir fincan tuzla beraber dökün.
Ne işe yarıyor: Nane rahatlatıcı, dinlendirici ve sakinleştirici etkisi kuvvetli olan bir bitki. Tuz ise peeling yapma özelliğiyle cildinizi ölü deri ve hücrelerden arındırır.
Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez ya da ihtiyaç hissettiğiniz an.


Kuru Ciltlere Süt Banyosu
Malzemeler: Süt + tuz + bal
Hazırlanışı: Boş bir plastik su şişesinin içinde bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı çalkalayarak karıştırın. Ve bu köpükle vücudunuzu ovun, sonra durulayın.
Ne işe yarıyor: Süt banyosu derinlemesine temizler ama epidermisin hassasiyetine zarar vermediği için cildi kurutmaz. Tuz ölü derinin atılmasına yardımcı olur.
Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.


Selülitlerden Kurtulun
Selüliti oluşturan nedenlerin başında östrojen, doğum kontrol hapı, gebelik, sigara, hormonal bozukluklar, beslenmede doymuş yağ miktarının fazlalığı ve lenf sisteminin yetersizliği bulunuyor. Selulitten kurtulmak için birçok yönteme rastlamak mümkün. Bizim tercihimiz ise daha doğal ve daha kolay olan yöntemler.
Malzeme: Rezene + anason + biberiye
Hazırlanışı: Cildinizde oluşan portakal kabuğu görünümü artık canınıza tak etti. Öyleyse çok kolay hazırlanan bir karışımla sonunda selulitlere ‘elveda’ diyebilirsiniz. Bunun için sabahları, 1 litre suya 1 tatlı kaşığı rezene, bir tatlı kaşığı anason ve 1 tatlı kaşığı biberiye atın. Bu karışımı kısık ateşte 5 dakika kadar kaynattıktan sonra 10 dakika demlenmeye bırakın. Soğuyan karışımı gün boyunca bol limonla tüketin. Selülitlerinizin yok olduğunu ya da en azından gözle görünmeyecek kadar azaldığına şahit olacaksınız.


Kuru Ellere Losyon
Malzemeler: Limon suyu + zeytinyağı
hazırlanışı: Üç damla zeytinyağıyla bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı hemen ellerinize sürün. Yarım saat bekledikten sonra bir parça pamukla ellerinizi silin, ardından da yıkayın.
Ne işe yarıyor: Limon suyundaki C vitamini ellerdeki lekeler üzerinde etkili, ayrıca ölü hücreler üzerinde peeling işlevi yapar. Maskenin içindeki zeytinyağı da kuruluğu giderir ve cildi yumuşatır.
Ne zaman kullanmalı: Ellerinizin kuruduğunu hissettiğiniz her an kullanabilirsiniz. Örneğin, suyla uzun süre temas ettikten sonra.....


Tırnaklar da Bakım İster
Tırnaklar güneşlenme süresince kalınlaşır, şekil anlamında bozulur, kolayca kırılabilir veya pul pul dökülür. Bu esnada deri de değişir. Lavanta işte bu noktada imdadımıza yetişiyor. Tırnaklarınızın üzerine süreceğiniz lavanta yağı etkin bir koruma sağlayarak, sözünü ettiğimiz olumsuzlukları yaşamanıza engel olur.

El Maskesi
Maskeyi uygulamadan önce bir süre ellerinizi ılık suda yumuşatın. Ardından tırnaklarınızı 5 dakika boyunca ılık zeytinyağı ve 1 çay kaşığı balın içinde bekletin. Sonra da zeytin yağla ellerinize ve parmaklarınıza masaj yapın.

Cansız Saçlara Krem
Malzemeler: Yumurta sarısı + rom + adaçayı yağı
Hazırlanışı: Derin bir kapta yumurta sarısını, bir kaşık romu ve 4 damla adaçayı yağını iyice karıştırın. Bu karışımı, şampuanla yıkanan ve durulanan temiz saçlara uygulayın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra da ılık suyla durulayın.
Ne işe yarıyor: Yumurta sarısının saçlar üzerinde yarattığı yumuşatıcı etki onların çok daha kolay taranır hale gelmesini sağlıyor.Romun içerdiği alkol dezenfektan özelliğiyle saç derisini rahatlatıyor. Adaçayı yağının ise arındırıcı etkisi var. Kısaca, hazırladığınız bu kremle saçlarınız daha yumuşak ve ipeksi oluyor ve tararken de zarar görmüyor.
Ne zaman kullanmalı: Bu karışımın haftada bir kez veya iki kez kullanılması uygun.